Haberler
Bilim & Teknoloji
Yaşam
Kültür & Sanat
Haberler
Bilim & Teknoloji
Kültür & Sanat
Oregon Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, insan derisinde yaşayan mantarların, antibiyotik dirençli bakterilere karşı güçlü bir silah olabileceğini ortaya koydu. Malassezia mantarının ürettiği bir molekül, tehlikeli stafilokok enfeksiyonlarını yok etme potansiyeline sahip.
James Webb Uzay Teleskobu, 124 ışık yılı uzaklıktaki K2-18b gezegeninin atmosferinde yaşam belirtisi olabilecek kimyasallar tespit etti. Dimetil sülfit ve dimetil disülfit bulguları, bilim insanlarını heyecanlandırırken, yaşamın izini sürmek için daha fazla veri bekleniyor.
Gorillerin insanlara saldırdığına dair yaygın inanışlar ne kadar doğru? Bilimsel veriler ve uzman görüşleri, gorillerin "tehlikeli katiller" olmadığını gösteriyor. İnsan-goril çatışmasının ardındaki gerçekleri ve doğanın korunması gerektiğini keşfedin.
Sabah duşu mu, akşam duşu mu daha iyi? Bilimsel araştırmalar, bu sorunun cevabının kişisel hijyen alışkanlıklarınıza ve özellikle çarşaflarınızın temizliğine bağlı olduğunu ortaya koyuyor. Leicester Üniversitesi’nden mikrobiyolog Primrose Freestone’un araştırmasına göre, duş alma zamanınızı belirleyen kritik faktörleri öğrenin.
ABD’de nadir bir hastalığı olan 9,5 aylık KJ Muldoon, dünyada kişiye özel CRISPR gen düzenleme tedavisi alan ilk hasta oldu. Philadelphia Çocuk Hastanesi’nde uygulanan bu çığır açan tedavi, genetik hastalıklar için yeni umutlar sunuyor.
James Webb Uzay Teleskobu’nun yeni yayınladığı derin alan görüntüsü, evrenin 12 milyar ışık yılı ötesine bakıyor. Gökyüzünün küçük bir parçasında binlerce galaksi grubu tespit edildi. Bu büyüleyici keşif, evrenin evrimine dair yeni ipuçları sunuyor.
Portsmouth Üniversitesi’nden fizikçi Melvin Vopson, yerçekiminin evrenin kendini düzenleme çabasından kaynaklandığını ve bu durumun bir bilgisayar simülasyonunda yaşadığımızın işareti olabileceğini öne sürüyor. Yeni bir araştırmada, evrenin dev bir bilgisayar gibi çalıştığı teorisi detaylı bir şekilde ele alınıyor.
Astronomlar, Güneş Sistemine sadece 300 ışık yılı mesafede, 5.500 güneş kütlesine sahip dev bir moleküler bulut keşfetti. "Eos" adı verilen bu bulut, yıldız oluşum bölgelerini anlamak için eşsiz bir fırsat sunuyor. Detaylar haberimizde!
Cambridge Üniversitesi'nden bilim insanları, 124 ışık yılı uzaktaki K2-18b gezegeninde yaşam izlerine işaret eden bulgular elde etti. NASA’nın James Webb Uzay Teleskobu ile yapılan araştırmada, gezegenin atmosferinde biyolojik işaretler tespit edildi. Ancak, bu bulgular yaşamın kesin kanıtı mı?
Yeni bir bilimsel araştırma, Florida marangoz karıncalarının (Camponotus floridanus) ölümcül yaralanmalara karşı hayat kurtarıcı cerrahi müdahaleler gerçekleştirdiğini ortaya koydu. Bu olağanüstü davranış, sadece insanların değil, karıncaların da "ameliyat" yapabildiğini gösteriyor.
Soyu tükenmiş hayvanları geri getirme çabaları bilim dünyasında heyecan uyandırıyor. Ancak gerçekten diriliş mi söz konusu, yoksa sadece teknolojik benzerler mi yaratılıyor? İşte modern genetik mühendisliğin sınırlarında dolaşan bu tartışmalı sürecin perde arkası...
Michigan Eyalet Üniversitesi'nden bilim insanları, Dünya’nın “Kritik Bölge” olarak bilinen derin toprak katmanlarında yeni bir mikrop şubesi keşfetti. CSP1-3 adı verilen bu mikroplar, yeraltı sularını arındırmada hayati rol oynuyor ve evrimsel geçmişleriyle bilim dünyasını şaşırtıyor.
Genetik mühendislik şirketi Colossal Biosciences, 12.000 yıl önce yok olan 'korkunç kurt'u yeniden hayata döndürerek tarihte ilk kez bir türün yok oluştan geri getirilmesini sağladı. Devrim niteliğindeki bu başarı, bilim dünyasında çığır açacak bir dönemin başlangıcı olabilir.
ETH Zürih’ten bilim insanları, ötegezegenlerde yaşam belirtileri bulunmaması durumunun dahi evrende yaşamın yaygınlığı hakkında değerli ipuçları sunduğunu gösteren çığır açıcı bir araştırma yayınladı. Araştırma, gelecekteki yaşam arayışlarının nasıl şekilleneceğini istatistiksel yöntemlerle ortaya koyuyor.
Hubble Uzay Teleskobu, Samanyolu’nun komşusu Küçük Macellan Bulutu'nda yer alan NGC 346 adlı yıldız kümesini şimdiye kadarki en ayrıntılı şekilde görüntüledi. Bu görüntü, evrenin erken dönemlerindeki yıldız oluşum süreçlerine ışık tutuyor.
Bilim dünyası, Dünya’nın kendi dönüş enerjisinden elektrik üretme fikrini konuşuyor. Princeton Üniversitesi’nden Prof. Chris Chyba liderliğindeki bir araştırma ekibi, Dünya’nın manyetik alanıyla etkileşime giren özel bir cihaz kullanarak bu çılgın gibi görünen fikri laboratuvar ortamında test etti. Sonuçlar, küçük ama umut verici: Ekip, 18 mikrovolt (µV) elektrik üretmeyi başardı. Bu deney, hem