Haberler
Bilim & Teknoloji
Yaşam
Kültür & Sanat
Haberler
Bilim & Teknoloji
Kültür & Sanat
Bilim, evrenin nasıl çalıştığını anlamak istediğimizde yaptığımız şeydir. Bilim evrendeki her şeyin nasıl çalıştığı ve birbirleriyle nasıl etkileşime girdiği hakkında gerçekleri keşfetme ve teoriler geliştirme sürecidir. Bilim sadece fiziksel dünyayla sınırlı değildir, aynı zamanda insan davranışları ve sosyal etkileşimlerin incelenmesini de içerir. Hayvanların davranışlarından çeşitli ilaçların insanlar üzerindeki etkilerine kadar her şeyi incelemek için bilimsel yöntemler kullanıyoruz. Bilimsel yöntemi kullanarak, çevremizdeki dünya hakkında sürekli yeni şeyler öğreniyoruz. Bilim önemlidir çünkü çevremizi anlamamıza ve yaşamlarımız hakkında bilinçli kararlar vermemize izin verir. Sorunlara çözüm bulmamıza ve gelecekteki olaylar hakkında tahminlerde bulunmamıza yardımcı olur. Bilim olmasaydı, yaşadığımız evrenin inanılmaz karmaşıklığından habersiz, tamamen karanlıkta yaşıyor olurduk.
2014 yılında İngiltere merkezli Surrey NanoSystems tarafından geliştirilen Vantablack, insanlık tarihindeki en koyu malzemelerden biri olarak tanıtılmıştır. Karbon nanotüp teknolojisine dayanan bu madde, ışığın %99,9'unu emerek nesnelerin üç boyutlu yapısını gözle algılanamaz hale getirir. Başlangıçta askeri ve bilimsel kullanım amaçlarıyla geliştirilen Vantablack, özellikle teleskoplar, uydu sistemleri ve askeri kamuflaj alanlarında büyük avantajlar sunmaktadır. Ancak sanat dünyasında da yankı uyandırmış, Hint asıllı Britanyalı sanatçı Anish Kapoor'un bu malzemenin sanatsal kullanım hakkını tekelleştirmesi büyük tartışmalara neden olmuştur. Bu durum, sanatçılar arasında yaratıcılığın sınırlandırılması olarak yorumlanmış ve Stuart Semple gibi sanatçılar tarafından alternatif süper siyah pigmentler geliştirilerek protesto edilmiştir. Kimyasal olarak, Vantablack'in üretimi, kimyasal buhar biriktirme (CVD) yöntemi ile gerçekleşir. Dikey karbon nanotüplerin rastgele dizilimi sayesinde ışık, malzeme içinde hapsedilerek tamamen emilir. Bu yapı, Vantablack’i ultra düşük yansıtıcılığa sahip, hafif ve termal olarak iletken bir malzeme haline getirmektedir. Üretim süreci, hassas kontrol gerektirir ve genellikle askeri, astronomi ve yüksek teknoloji sektörlerinde kullanım için optimize edilmiştir. Vantablack, askeri ve havacılık sektöründe kamuflaj teknolojilerinde ve radar görünmezliği alanında önemli bir yere sahiptir. Optik sistemlerde ise teleskoplar ve mikroskoplar gibi hassas görüntüleme cihazlarında kullanılmakta, istenmeyen ışık yansımalarını en aza indirerek görüntü kalitesini artırmaktadır. Ayrıca sanat ve tasarım dünyasında, ışığı neredeyse tamamen emme özelliği sayesinde derinlik algısını değiştiren etkileyici görseller oluşturulmaktadır. Bununla birlikte, Vantablack'in kullanımıyla ilgili etik ve hukuki tartışmalar da gündeme gelmiştir. Renklerin ekonomik değerinin ve sahiplenilmesinin tartışıldığı bu süreçte, bazı sanatçılar ve bilim insanları daha erişilebilir süper siyah malzemeler geliştirmeye çalışmıştır. Sonuç olarak, Vantablack yalnızca bilimsel bir yenilik olmanın ötesine geçmiş, sanattan ekonomiye kadar birçok alanda kültürel bir fenomen haline gelmiştir.
Marşmelov Testi, en meşhur sosyal bilim araştırmalarından biridir: Çocuğun önüne bir marşmelov bırakırsınız, ilkini yemeden on beş dakika bekleyebilirse ikincisini de alabileceğini söyleyip odadan ayrılırsınız. Çocuğun, ödülünü iki katına çıkarabilecek kadar sabırlı olup olmadığı, gelecekteki eğitiminde ve nihayetinde iş hayatında ona fayda sağlayacak bir irade gücüne sahip olup olmadığının göstergesi kabul edilir. Testi geçmek, birçoklarına…
The Simpsons’ın yaratıcısı Matt Groening’in ve David X. Cohen’in bilimkurgu animasyon dizisi Futurama, yazar ekibinde matematik doktoralı birini barındırıyordu. Bu durum, televizyon tarihinin bilim adına en enteresan olaylarından birine sebep oldu: Futurama Kuramı. Bilimkurgunun, iyi bilimkurgunun bilimi gerçekliğin boyunduruğundan kurtardığı bilinir. Bu yüzden de iyisi çok sevilir. Normal şartlar altında herhangi bir bilimsel kuram veya…
1975'te, Stanford Üniversitesi’ndeki araştırmacılar bir grup üniversite öğrencisini intiharla ilgili bir çalışmaya davet ettiler. Öğrencilere birer çift intihar notu gösterildi. Notlardan biri hayatta olan herhangi bir insan tarafından hazırlanmış, diğeri de gerçekten hayatına son vermiş biri tarafından yazılmıştı. Öğrencilerden de gerçek ve sahte notları birbirinden ayırt etmeleri istenmişti. Bazı öğrenciler bu işte çok yetenekli olduklarını…
Vaftiz oğlum Adam, dokuz yaşındayken, Elvis Presley’e yönelik kısa süreli ama acayip yoğun bir saplantı geliştirdi. “Jailhouse Rock” şarkısını, Kral’ın pest mırıldanmalarını ve kıvırmalarını olduğu gibi taklit ederek, yüksek sesle söylemeye başladı. Bir gece, onu uyuturken, içtenlikle bakıp sordu: “Johann, beni bir gün Graceland’e götürür müsün?” Fazla düşünmeden evet dedim. İşler ters gidene kadar da…
Ağrı, ham ve dolayımsız haliyle, insan deneyiminin en temel veçhelerinden biridir. Doğrudan varlığımızın özüne hitap eden bir his, ölümlülüğümüzün bir hatırlatıcısı, fiziksel ve duygusal sınırlarımızın bir işaretidir. Ancak modern çağda, bu kişisel ve çoğu zaman varoluşsal deneyim, sistematik olarak alınacak, satılacak ve hepsinden önemlisi kâr elde edilecek bir ürüne, bir metaya dönüştürülmüştür. Yaygın ilaç, tıbbi…
Dünyaca ünlü Sapiens: İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi’nin yazarı Yuval Noah Harari’nin videolarını izlerseniz, insanların ona akıllara ziyan sorular sorduğunu görebilirsiniz. "The Agenda with Steve Paikin" programında Kanadalı gazeteci Steve Paikin: "Sizce bundan yüz yıl sonra mutlu olup olmamayı hâlâ umursayacak mıyız?" Antwerp Üniversitesi’nden bir dilbilim öğrencisi: "Çalıştığım alanın hâlâ geçerliliği var mı, bir de…
Geçen yıl Temmuz ayında NASA’nın "Juno" adlı uzay aracı, Jüpiter’in yerçekimi etkisine girecek kadar yavaşladı. 2016’daki Amerikan Bağımsızlık Günü’nde Juno frenlerine son kez asıldı. (NASA’ya göre bu zamanlama "vatansever" bir tesadüftü.) O günden sonra bilim insanları, bu 20 metrelik güneş enerjisiyle çalışan uzay aracından beklediklerinden daha fazla ve daha tuhaf bilgiler edinmeye başladı. İşte Juno’nun bu gizemli…
Öncelikle bize Dimension 35c tanıtılıyor, devasa ağaçların büyümesi için mükemmel iklim koşullarına sahip bir evren. Sonra her köşesinde bulunan eczanede, kırılmış bacaklara iyi gelecek bir serum bulunan gelecek boyutu var. Ayrıca pizzaların insan yediği, herkesin Mask (Peter Bogdanovich, 1985) filmindeki Eric Stoltz'a benzediği ve tabii ki çoklu evrendeki en iyi dondurmaya sahip evrenler. Çoklu evrenin…
Mindhunter adlı yeni Netflix dizisinin bir sahnesinde bir FBI ajanı şu soruyu sorar: “Bir delinin nasıl düşündüğünü bilmedikçe ondan nasıl bir adım önde olabiliriz?” Bu, kriminal profil oluşturma işinin makul bir özeti. Polisler, seri katillerin ve psikopatların sapkın psikolojisini gerçekten anlayabilirlerse, onları yakalayabilir ve dehşet verici suçları sona erdirebilirler. Keşke gerçekten bu kadar basit olsa.…
Hiç gökyüzüne bakarken insan yüzünü andıran bir bulut, Kandinsky’nin bir tablosuna bakarken mesela teyzenizin yüzünü gördüğünüz oldu mu? Cevabınız evetse yalnız değilsiniz, çünkü cansız nesnelerde insan yüzleri görmek oldukça yaygın bir durum. "Pareidolia" olarak adlandırılan bu durum, insan beyninin rastgele ve karmaşık desenlere anlamlar, özellikle de yüz özellikleri atfetmesine neden olan psikolojik bir olgu. Pareidolia, altın…