Haberler
Bilim & Teknoloji
Yaşam
Kültür & Sanat
Haberler
Bilim & Teknoloji
Kültür & Sanat
Bilim, evrenin nasıl çalıştığını anlamak istediğimizde yaptığımız şeydir. Bilim evrendeki her şeyin nasıl çalıştığı ve birbirleriyle nasıl etkileşime girdiği hakkında gerçekleri keşfetme ve teoriler geliştirme sürecidir. Bilim sadece fiziksel dünyayla sınırlı değildir, aynı zamanda insan davranışları ve sosyal etkileşimlerin incelenmesini de içerir. Hayvanların davranışlarından çeşitli ilaçların insanlar üzerindeki etkilerine kadar her şeyi incelemek için bilimsel yöntemler kullanıyoruz. Bilimsel yöntemi kullanarak, çevremizdeki dünya hakkında sürekli yeni şeyler öğreniyoruz. Bilim önemlidir çünkü çevremizi anlamamıza ve yaşamlarımız hakkında bilinçli kararlar vermemize izin verir. Sorunlara çözüm bulmamıza ve gelecekteki olaylar hakkında tahminlerde bulunmamıza yardımcı olur. Bilim olmasaydı, yaşadığımız evrenin inanılmaz karmaşıklığından habersiz, tamamen karanlıkta yaşıyor olurduk.
Frontiers in Marine Science dergisindeki çalışmada probiyotik bakteriler Florida'da Taş Mercan Doku Kaybı Hastalığına yakalanan mercanlarda hastalığın yayılmasını başarıyla yavaşlattı. Smithsonian araştırmacıları hastalığa dirençli mercanlardan izole ettikleri McH1-7 probiyotiğini 40 hasta mercan kolonisinde iki buçuk yıl test etti. Probiyotik tedavi mevcut antibiyotik yöntemlerden daha kalıcı çözüm sunarak mercanların doğal mikrobiyomlarını baskılamadan etkili oldu. Çalışma 2014'ten beri 30'dan fazla mercan türünü tehdit eden bu gizemli hastalığa karşı sürdürülebilir tedavi yöntemleri geliştirilmesi açısından kritik önem taşıyor.
1860'da Michigan Gölü'nde batan Lady Elgin gemisinde ölen gazeteci Herbert Ingram'ın altın cep saati ailesine iade edildi. Resimli gazeteciliğin babası kabul edilen Ingram'ın saati, 1992'de dalgıçlar tarafından gemi enkazından çıkarılmıştı. 30 yıl depoda kalan eser restore edildikten sonra araştırmacılar Ingram'ın torunlarını İngiltere'de buldu. Saat şimdi Lincolnshire'daki müzede sergileniyor ve tarihi trajedilerin kişisel hikayelerini canlı tutuyor.
PLOS ONE dergisinde yayınlanan Tokyo Tarım Üniversitesi araştırması, kedilerin sahip ve yabancı kokularını ayırt edebildiğini gösteriyor. 30 kediyle yapılan deneyde, kediler tanımadıkları insanların kokularını sahiplerininkine kıyasla daha uzun süre kokladı. Koku örnekleri koltuk altı, kulak arkası ve ayak parmaklarından alınırken, kediler kokladıktan sonra yüzlerini tüplere sürttü. Araştırmacılar tanıdık-yabancı ayrımının kanıtlandığını, ancak belirli kişileri tanıma konusunda daha fazla araştırma gerektiğini belirtiyor.
Oregon Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, insan derisinde yaşayan mantarların, antibiyotik dirençli bakterilere karşı güçlü bir silah olabileceğini ortaya koydu. Malassezia mantarının ürettiği bir molekül, tehlikeli stafilokok enfeksiyonlarını yok etme potansiyeline sahip.
Yaklaşık 200.000 kişiyi onlarca yıl takip eden yeni araştırma, kalp sağlığı için düşük karbonhidratlı veya düşük yağlı diyet türünden çok yiyecek kalitesinin önemli olduğunu ortaya koydu. Tam tahıl, meyve, sebze gibi kaliteli gıdalarla yapılan bu diyetler kalp hastalığı riskini %15 azaltırken işlenmiş gıda ağırlıklı versiyonları riski artırdı. Araştırmacılar, bitkisel gıdalara odaklanıp işlenmiş et ve şekeri sınırlandırmanın koroner kalp hastalığı riskini önemli ölçüde düşürdüğünü gösterdi. Gelecekte genetik özellikler ve yaşam tarzının bu ilişkiye etkisi ile diyetlerin diğer hastalıklar üzerindeki etkileri araştırılacak.
Biology Letters dergisindeki genetik çalışma, tahtakurularının 245.000 yıl önce yarasalardan insanlara geçtiğini gösteriyor. Virginia Teknoloji Enstitüsü araştırmacıları 19 böceğin genomunu analiz ederek, insanla beslenen grubun 13.000 ve 7.000 yıl önce yerleşik yaşam ve şehirleşmeyle hızla çoğaldığını tespit etti. Bu bulgular tahtakurularını fare ve hamamböceğinden daha eski
Charité Üniversitesi öncülüğündeki araştırma, Amerika'nın tropik bölgelerindeki yarasaların kızamığa benzer hastalıklara neden olan morbillivirüsleri taşıdığını keşfetti. Brezilya ve Kosta Rika'da 1.600'den fazla yarasa incelendi ve vampir yarasaların üçte birinde yeni virüse karşı antikorlar bulundu. Maymunlardaki virüslerin genetik analizi yarasalardan sıçradığını, evrimsel analizler ise bu virüslerin geçmişte birkaç kez tür engelini aştığını ortaya koydu. Araştırmacılar yabani hayvanlardaki patojenlerin yakın izlenmesi ve aşı gibi koruyucu önlemler geliştirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Princeton Üniversitesi araştırmacıları Alaska'da 73 milyon yıllık kuş fosilleri keşfetti. Science dergisinde yayınlanan çalışma, dalgıç kuşlar, martı ve ördek benzeri türlerin Kretase döneminde kutup bölgelerinde ürediklerini gösteriyor. Prince Creek Formasyonu'ndan toplanan 50'den fazla kemik parçası arasında son derece nadir bulunan yavru kuş kemikleri de yer alıyor. Bu keşif, kuşların kutup bölgelerinde üremesine dair kayıtları 25-30 milyon yıl geriye çekiyor.
Panama'daki Jicarón Adası'nda beş genç kapuçin maymunu, uluyan maymun yavrularını sistematik olarak kaçırmaya başladı. Araştırmacılar 19 aylık gözlem süresince 11 yavrunun kaçırıldığını ve en az dördünün öldüğünü tespit etti.
James Webb Uzay Teleskobu, 124 ışık yılı uzaklıktaki K2-18b gezegeninin atmosferinde yaşam belirtisi olabilecek kimyasallar tespit etti. Dimetil sülfit ve dimetil disülfit bulguları, bilim insanlarını heyecanlandırırken, yaşamın izini sürmek için daha fazla veri bekleniyor.
Gorillerin insanlara saldırdığına dair yaygın inanışlar ne kadar doğru? Bilimsel veriler ve uzman görüşleri, gorillerin "tehlikeli katiller" olmadığını gösteriyor. İnsan-goril çatışmasının ardındaki gerçekleri ve doğanın korunması gerektiğini keşfedin.