Haberler
Bilim & Teknoloji
Yaşam
Kültür & Sanat
Haberler
Bilim & Teknoloji
Kültür & Sanat
Bir fotoğrafçı olarak dünyaya farklı bir pencereden bakıyorum. Aksi takdirde sonsuza dek kaybolacak olan anları yakalarım. Fotoğraflarım aşk ve kayıp, umut ve umutsuzluk hikayeleri anlatıyor. İnsanlığın durumunu tüm güzelliği ve kederiyle belgeliyorlar. Benim objektifimden, tarihin en muhteşem anlarından bazılarına tanık oldum. İnsanlığın en kötüsünü de gördüm. Ama ne fotoğrafı çekersem çekeyim, her zaman içindeki güzelliği bulmaya çalışırım. Çünkü benim için fotoğrafçılık budur.
Bu yazıda NFT’lerin ve metaverse’lerin koşturduğu bir sanat dünyasından sizi alıyorum ve analog fotoğrafçılık, AGFA ile çamur dünyasına götürmek istiyorum. Analog dünyadan geçenler AGFA’yı bilirler ama çamurun bununla ne ilgisi olabilir? Bunu Lucas Leffler ile yaptığımız söyleşimizde öğreneceğiz. Çamura baskı yapmak hiç akla gelir miydi? Lucas Leffler, geçtiğimiz yıllarda Hangar Brussels ve LensCulture gibi prestijli fotoğraf kurumlarında sergilere ve başarılara imza atan bir sanatçıdır. Lucas ile 2019 yılında Brüksel’de Nicolas van Brande liderliğinde kurulan Atelier Contraste’ta katıldığım atölyede rehberim olduğu sırada tanıştım. Paris Photo sırasında “Zilverbeek” (Silver Creek) çalışmasını kendisinden dinleme fırsatı bulduğumda ise bu projeden çok etkilendim ve söyleşiye
Renkli fotoğrafçılık, özellikle 20. yüzyılın sonlarında filmden dijital teknolojiye geçişle birlikte önemli bir evrim geçirdi. Bu değişim yalnızca ortamı dönüştürmekle kalmadı, aynı zamanda fotoğrafçılara renk, pozlama ve düzenleme teknikleri üzerinde gelişmiş kontrol sağladı. Adobe Photoshop ve Lightroom gibi güçlü yazılımların ortaya çıkması, fotoğrafçıların renkleri yaratıcı bir şekilde manipüle etmelerine, sanatsal vizyonlarını geliştirmelerine ve çarpıcı görüntüler üretmelerine olanak tanıdı. 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkışından bu yana renkli fotoğrafçılık, dünyaya ilişkin algımızı kökten değiştirdi. Renkli fotoğraf, duyguları ifade etmede, hikayeler anlatmada ve izleyicilerde derin yankı uyandıran anları yakalamada önemli bir rol oynar. Rengin duygusal etkisi, gerçekçi sunumu ile birleştiği zaman, genellikle siyah
Bölüm 08, Hindistan, Mumbai 6 Temmuz 2024 – Cumartesi Bugün Nepal’den ayrılma günü. Geç kalkıp kahvaltıyı otelde yapıyoruz. Son bira ve kahvaltı paralarını ödeyerek helalleşiyoruz. Ardından çağırdığımız taksilerle 465 Rupiye anlaşarak (ki gelirken iki katını ödemiştik) hava alanına doğru yola çıkıyoruz. (Bu arada yazdım mı önceden hatırlamıyorum, burada da pazarlık esas. Özellikle turistik eşyaları söylenenin dörtte birine alabiliyorsun, yine de kazıklandım mı diye düşünüyorsun. Aklınızda olsun. Taksilerde bu oran %50, 70 arası falan, yani 100 denen yere 60 vererek pazarlık yapılabilir.) Havaalanına varıyoruz. Gümrük ve pasaportta hatta uçağa binerken didik didik aranıyoruz. Ama problem yok her şey yolunda. Aktarma için
Bazen bir fotoğraf karesiyle, bazen bir cümleyle açılan bir evren… Ve bu evrenin ardındaki, denizle başlayan bir hikâyenin, imgelerle örülü bir anlatının peşinden giden Sami Kısaoğlu. theMagger olarak, sözcükleriyle olduğu kadar görsel diliyle de yeni düşünme biçimleri sunan disiplinerarası sanatçı Sami Kısaoğlu ile yaratım serüveni, gelecek planları ve KAIROS’taki, 19 Nisan’a kadar uzatılan “Sessizlik Atlası”... devamı
Soyut şiirin ressamı, ya da soyut resmin şairi; dünya resim sanatının çizgi dışı ressamlarından Miró, fotoğraf için poz verdiği iki tuval arasında; kozmosu anlamlı kılan kaos gibi, zamanın ölçülebilir parçacıklarının kendisine meydan okumasını bekliyor. İfade olarak, tedirgin ve acemiyi seçiyor. Sürprizlere açık, en küçük bir hareketle yeni dünyalara yatay geçiş yapabilecek gibi bakıyor bizlere; gemi azıya almış atlar, tarif edilemeyen aşk duygusu, avuçlarımızın arasında tutamadığımız özgürlük gibi. Çok iyi biliyor ki, o bize nasıl bakarsa, tarih de kendisine öyle bakacak. Kozmik ve mizahidir Miró’nun resimleri. Sevimli sözcüğü, sanat tarihininin yapıtları kategorize eden yanı için hafif kalsa da onun işlerine çok
Gözlerimiz okumaya, zihnimiz ve gönlümüz yazmaya elverdiği için kendimizi şanslı addediyoruz. Sağlık her şeyden önemli kuşkusuz. Birey için, toplum için, diğer canlılar için ve genel anlamda doğa için sağlıktan daha mühim bir şey yoktur. Birey bağlamında düşündüğümüzde, üretime katılmaya mani bir şey olmaması büyük şans. Üretime katılıp değer üretmek, bireyin gerek zihin dünyası gerekse duygu dünyası için son derece önemlidir. Kimi zaman fiilen-bedenen üretime katılırız, kimi zaman zihnen entelektüel ortam için üretimde bulunuruz. Her iki hal de, değer üretmeye matuftur. Birini diğerinden ayrı tutmak mümkün olmadığı gibi, birini diğerinden üstün ve önemli saymak da olası değildir. Zor olsa da kimi
Neden “KAPALI ÇAĞRI” İFSAK, kurulduğu günden beri üyelerine olduğu kadar, üyesi olmayan fotoğraf ve sinema severler için de projeler üretmeyi kendine bir görev bilmiştir. Bu amaçla da çalışmalarını sürdürmektedir. Projeler Birimi olarak üyelerimize özel bir şey yapmak istedik ve “ KAPALI ÇAĞRI “ Projesini geliştirdik. Projemizin adının “ KAPALI ÇAĞRI “ olmasının nedeni ise, sadece İFSAK üyelerine özel olmasıdır. 2024 yılında dört temadan oluşan KAPALI ÇAĞRI projemiz, 2025 yılında da yine dört temadan oluşuyor. Üyelerimiz isterse birine, isterlerse dördüne birden katılabilirler. Bu yılın ilk teması fotoğrafta etkili anlatım biçimlerinden biri olan “ MÜZİK“. Hedefimiz proje sonunda üyelerimizden gelen fotoğraflarla dijital
Kazlar; bazıları kar gibi beyaz, bazıları ince boyunlu yeni yetme bir kız gibi narin ve de bir gelin gibi süzülerek uçup uçup giden kazlar… Kadir Ekinci, doğduğu topraklar olan Kars’ı en iyi gözlemleyen ve oraların yaşamını en iyi fotoğraflayan kişidir. Daha önceki çalışmaları olan “Sessiz Işık”, “Uzak Işık” ve “Mal Meydanı” albümlerinde Kars’ı yaşadığı kente bir vefa borcu olmaktan da öte, o kente ait aidiyet hissi ile bizlere anlatmıştır. Kadir Ekinci’nin en önemli özelliği Kars’a dair hissettiği aidiyet duygusunun yanında fotoğrafa olan aidiyet duygusunun da çok gelişmiş olmasındandır. Kent, Fotoğraf, Fotoğrafçı ve Aidiyet Aidiyet; bireyin, kendisini bir gruba, topluluğa, mekâna