Haberler
Bilim & Teknoloji
Yaşam
Kültür & Sanat
Haberler
Bilim & Teknoloji
Kültür & Sanat
Bir fotoğrafçı olarak dünyaya farklı bir pencereden bakıyorum. Aksi takdirde sonsuza dek kaybolacak olan anları yakalarım. Fotoğraflarım aşk ve kayıp, umut ve umutsuzluk hikayeleri anlatıyor. İnsanlığın durumunu tüm güzelliği ve kederiyle belgeliyorlar. Benim objektifimden, tarihin en muhteşem anlarından bazılarına tanık oldum. İnsanlığın en kötüsünü de gördüm. Ama ne fotoğrafı çekersem çekeyim, her zaman içindeki güzelliği bulmaya çalışırım. Çünkü benim için fotoğrafçılık budur.
Analog fotoğrafçılık yerini dijital teknolojilere terk ederken çoğumuz büyük bir devrime şahitlik ettiğimizi düşündük. Oysa filmli makineleri bırakıp ellerimize dijital fotoğraf makinelerini aldığımızda fotoğrafın çevremizi saran görüntülerle bağı değişmemişti. Yeni durumda objelerden yansıyan ışık film üzerinde kimyasal bir iz oluşturmak yerine sensör üzerinde elektriksel bir reaksiyon yaratıyor, devamında kimyasal yerine dijital işlemlerle makinenin “gördüğü” şeyin iki boyutlu bir “sureti” oluşturuluyordu. Teknoloji ne olursa olsun, fotoğrafın kaynağı fiziksel dünya olmaya devam ediyordu. Bugün yapay zekânın ürettiği ve kimi zaman fotoğraftan ayırt edemediğimiz görseller ise bu alışageldik işleyişten ayrılıyor, dünyanın birer sureti olmaktan başka bir şeyler- belki de gerçek devrim şimdi kapılarımıza
Bölüm 12, Umman, Maskat 10 Temmuz 2024 – Çarşamba Kurduğumuz saatte, sabaha karşı saat altıda uyanıyoruz. Hemen toparlanıp henüz otel İnternetimiz varken yine InDrive uygulamasından bir taksi çağırıyoruz. Gelen taksi ile köprü dahil 500 Rupiye anlaşıp havaalanına varıyoruz. Kontrol, pasaport ve güvenlikte hiç problem olmadan giriyoruz içeriye. Uçağa almalarına daha bir süre var. Kalan son paralarımızla iki kahve ve bir kruvasan alarak beklemeye başlıyoruz. Zamanında kalkıyor. Uçakta karnımızı doyuruyor, birer minik şişe şarabımızı da içiyoruz. Keyfimiz yerinde şimdilik. Bakalım inince ne ile karşılaşacağız. Kapı vizesi alacağız, umarım problem çıkmaz. Yaklaşık iki buçuk saat sonra Maskat ‘a iniyoruz. İner inmez koşturarak
Bir ressam düşünün ki, bilinen tüm fotoğrafları yaşlılık dönemine ait olsun ve yaşadığımız dünya onu “Büyükanne” adıyla bilsin. Bir ressam düşünün ki yaşamı iki yüzyıla yayılsın ve gördüğü onca sahneye rağmen hâlâ böylesine doğal, insani değerlere saygılı ve dimdik ayakta kalsın. İlişikteki fotoğrafta 20.yüzyıl ortalarının sıradan foto röportajlarında yer alan kadınlara benzeyen Grandma Moses, Amerikan Naif Resim Sanatı’nın en önemli ismi olarak tüm dünyada tanınmıştır. Daha çok doğayı ele alan resimleriyle bilinen Grandma Moses, hislerinin açtığı yoldan gitmeyi kendisine iş edinmiştir. Fiziksel yaşı ne olursa olsun, ufak bir çocuğun ruhu dolaşır naif ressamların bedenlerinde. Geçen yıllar da önemli değildir, alınan
Akşamları eve güçlükle atardı kendisini Galip usta. O kendisine çok güvenli görünen sert ve sağlam yürüyüşü de, ileriye fırlamış geniş göğsünü destekleyen düz ve geniş omuzlarının görkemli duruşu da, ne yazık ki gençliğinde kalmıştı. Yılların iyice yorduğu kaslı bacakları eğri büğrü incecik bir çift bastona dönmüş, göğsü içe çökmüş, başı ve boynu öne eğilmiş, üzerlerinde ağır birer heybe taşır gibi omuzları başının iki yanından aşağı doğru çökmüştü. Dürbün kadar iyi seçebilen gözlerden de eser yoktu artık. Yetmişi aşmış, seksene merdiven dayamıştı Galip usta. Karanlık odada geçirdiği saatleri topladığında muazzam bir süreye tekabül etiğini görür, hayıflanırdı. Kimbilir hangi zamana ait mermerden
Neden “KAPALI ÇAĞRI” İFSAK, kurulduğu günden beri üyelerine olduğu kadar, üyesi olmayan fotoğraf ve sinema severler için de projeler üretmeyi kendine bir görev bilmiştir. Bu amaçla da çalışmalarını sürdürmektedir. Projeler Birimi olarak üyelerimize özel bir şey yapmak istedik ve “ KAPALI ÇAĞRI “ Projesini geliştirdik. Projemizin adının “ KAPALI ÇAĞRI “ olmasının nedeni ise, sadece İFSAK üyelerine özel olmasıdır. 2024 yılında dört temadan oluşan KAPALI ÇAĞRI projemiz, 2025 yılında da yine dört temadan oluşuyor. Üyelerimiz isterse birine, isterlerse dördüne birden katılabilirler. Bu yılın üçüncü teması fotoğrafta etkili anlatım biçimlerinden biri olan “ MAKRO“ Hedefimiz proje sonunda üyelerimizden gelen fotoğraflarla dijital
İFSAK’ta 66. Sezon dolu dolu bir programla başlıyor. Yaz aylarından bu yana sürdürülen hazırlıkların heyecanını paylaşma zamanı artık. Sezon açılış sergisini takiben bir hafta boyunca farklı alanlardan konukların katılacağı söyleşiler, atölyeler, film gösterimi, fotoğraf gezisi, kitap etkinliği ile yoğun bir program bizleri bekliyor. Bu sene geçmiş yıllardan farklı olarak İFSAK sezon açılışını genç sanatçılara ayırdı. Temmuz ayının ortalarında duyurulan “Gençlere Açık Çağrı” ya beklenilenin üzerinde katılım olması heyecan vericiydi. Çağrı’ya başvuran 182 proje çalışması üzerine seçici kurul uzun saatler ayırdı ve son olarak yüz yüze yapılan değerlendirmede, uygun görülen 17 proje sergilenmeye hak kazandı. Serginin küratörlüğünü fotoğraf sanatçısı Barbaros Kayan üstlendi.
Ralph Hattersley’ e ait bu yazı, İfsak Blog Ekibi tarafından Espas Sanat Kuram Yayınları’nın izniyle “Fotoğrafçının Eğitimi” kitabından aktarılarak yayına hazırlanmıştır. . . . . . . . . . . . . 1962’de düzenlenen George Eastman House’un Davetlilerle Sınırlandırılmış Eğitim Konferansı’ndan bir başka parça. Metinde her ne kadar üzerinden zaman geçmiş olsa da insanın kendisinin ve akranlarının işlerini nasıl eleştirebildiği üzerine hâlâ geçerli tavsiyeler var. Bir Eleştirmen Fotoğrafa Hangi Soruları Sormalı? Bir ara, eleştirel düşüncelerimin akışını harekete geçirmek için fikirler ve sorular listesi hazırlamıştım. Fotoğraflara ve listeme bakarak kolayca düşünce oluşturabiliyor ve ne söyleyeceğime karar verebiliyordum. Küfürleri ve hakaretleri
20’lerimin başındayken, bir süreliğine yaşadığım Roma’nın sokaklarında sürekli aynı şeyi tekrar edip dururdum kendime: Burada yabancı olmamalıyım! Yeni adım attığım bir kentin dilini bilmekle, insanlarıyla içli dışlı olmakla, onların şakalarına gülüp onların yediklerini yemekle yabancı olma halinden de çabucak sıyrılabilinir sanardım. Üzerinden yıllar geçti. Bugünden baktığımda, bir kültürü ne kadar benimsesem de ruhumda dönüp duran... devamı
Öyle bir fotograf ki !? …? …? …? “Öz” ü ne ise, o dur aslında… !? Ne olması istenirse o olur aynı zamanda… !? Herhangi bir şeydir sadece… !? Her şeydir bir bakıma… !? Nereye çevrilse, nasıl gösterilse, nasıl durdurulsa, nasıl bakılsa, hep “aynı”. Lakin; X’in, X2, X3 yahut X4 olamayacağı, X’in sadece X iken görülebileceği (varsayımı) düşünülsün, X2’nin; X3 yahut X4 olmadığı, sadece X2 durumunda iken, X2 olarak görülebileceği kabul edilsin, X3’ün; X, X2 veya X4 durumunda iken görülemeyeceği yargısına varılsın, … ne çıkar !? …Öz itibariyle hepsi X değil midir? Duruş veya görünüm yahut ikisi birden
Geçtiğimiz aylarda düzenlediğim ilk Marangozluğa Giriş ve Pinhole Atölyesi, katılımcılar için oldukça keyifli ve öğretici geçmişti. Hem marangozlukla tanışmak; hem de kendi fotoğraf makinesini yapıp onunla çekim yapmak isteyenler için farklı bir deneyim sundu. Gelen güzel geri dönüşler sayesinde bu yolculuğa yeniden çıkıyoruz. Bu kez ikinci atölyemi düzenliyorum ve ilgilenen, katılmak isteyen arkadaşlar için mesaj […]