Haberler
Bilim & Teknoloji
Yaşam
Kültür & Sanat
Haberler
Bilim & Teknoloji
Kültür & Sanat
2572 | Takipçi
Mutluluk, bir anı yaşarken ondan keyif almaktan çok, uzun zamandır hiç gelmeyecek birini beklemek kadar uzak ve olanaksız gibi görünmeye başladı çoğumuza. Bir yaşantı durumunun amaç halini alması onu giderek bizden uzaklaştırıyor ve formüllerini umutsuzca arıyor hale geliyoruz. Kendini bekleyen insanlar misali, içine bakmaya korkan büyük çoğunluk, mutluluğun o ulaşılmaz iç rahatlatan yoğunluğunu yazıyor, çiziyor, Mutluluk, bir anı yaşarken ondan keyif almaktan çok, uzun zamandır hiç gelmeyecek birini beklemek kadar uzak ve olanaksız gibi görünmeye başladı çoğumuza.
Çok mu bunaldın, çok mu yoruldun, kafan çok mu karışık. Meditasyon yap. Sinirli misin. Meditasyon yap. Zihnin bazen isyan eder, “beni gör,” der. Ama nedense hiç bilmeyen bir insana, meditasyon denince, kafası bir karışır. Belki Hindistan, Tibet uçsuz bucaksız diyarlar, nirvanaya ulaşmak, filmlerde gördükleri canlanır gözünün önünde. Aslında yüzyıllardır süregelen o derin felsefeyi yaşamımıza almak...
Ben onu tanıdığımda, minicik çocukların arasında bir Miss Ecem’di. Kızım Asya’nın üç yaşında gönlünü kaptırdığı Miss Ecem. Hiç unutmuyorum, Asya, Mersin Taşucu sahilinde gözlerini kapatıp denize dilek feneri yollamıştı, “Miss Ecem buraya gelse,” demişti. Ecem’e bunu anlattığımda, Asya’ya hayatının sürprizini yaptı ve İstanbul’dan bir çocuğun hayalini gerçekleştirmek için geldi. Ve işte o dilek fenerleri, yıllar...
82 yaşına kadar bale dersi verdi 1953 yılında Türkiye’nin ilk özel bale okulunu Sıraselviler’de açan Yıldız Alpar, 1965 yılında bu okulu Kadıköy’e, bir Rum vakfının sineması olan binaya taşıdı. 90 yaşındaki sanatçı , 82 yaşında geçirdiği beyin kanamasına kadar bu okulda ders vermeyi sürdürdü ancak, hastalığı dolayısıyla okulunu öğrencilerine hediye etti. Şişli’nin önemli simalarından biri...
Kadınlar için yazdılar, çizdiler Ve kadın doğmak, doğurtmak ve yaşatmaktır. Ve kadın hem hüzün, hem hülyadır. Ve kadın, hayatın her rengidir. Beyazın masumluğu, siyahın cesaretidir. Hayat bir mandalaysa, kadın mandalanın kaynağıdır. Farklı cümleler ve cümleleri anlatan mandalalar 8 Mart için buluştu. “her mandala bir hikâye anlatır,” Anlatmanın bin bir yolu var. Yazarsın, çizersin, çığlık atarsın,...
Urladan Sofranıza Ürünler... 2019'da İnstagram'da yarattığı bu marka ile babasının tarlalarında ürettiği organik ürünleri pazarlayan Gökçe Erkuşöz ve babası Ümit beyin çabaları çok iyi sonuç verdi. Şimdi onlar Türkiye'nen her şehrine organik ürün satışı yapıyor... Urla'dan Sofranıza Ürünler Üniversite üçüncü sınıf öğrencisi Gökçe Erkuşöz ve babası pandemi döneminde çok önemli bir girişime imza attı. Urla’da...
Sanayici, iş kadını, Gedik Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Gedik, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunu. IIW Uluslararası Kaynak Enstitüsü Yönetim Kurulu üyesi, EWA Avrupa Kaynak Derneği üyesi, TÜSİAD üyesi, İSO üyesi. 2 çocuk annesi. Holding, Kuzey Afrika’da Cezayir, Libya, Nijerya, Mısır başta olmak üzere 83 ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Üretimin yüzde 65’i ihraç ediliyor. Cironun yüzde 2’si...
Bir kitap okudum, hayatım değişmedi, ama çok etkilendim Kitabı adı YAVAŞ, yazarı Carl Honore’. Kitaptan sonra, adımlarımı yavaşlatmak, etrafıma bakmak dostlarıma daha çok zaman ayırmak ve o “Çağa ayak uydur” sloganlarına da gülüp geçmek istedim. Tıpkı Gandhi’nin dediği gibi, hayatta hızlanmaktan daha önemli şeyler olduğunu gördüm. Hız çılgınlığında, Yavaşlama Hareketi’nin öncüsü olarak ortaya çıkan Carl...
Sizin de Kapalıçarşı’ya yolunuz düşerse çarşının tarihi Arnavut kaldırımlarını arşınlamakla kalmayın, 550 yıldır süregelen bu büyüleyici kültürün temsilcileri ile sohbet etmeyi de ihmal etmeyin.
Süleyman Saim Tekcan’ın 55 yıllık birikimini ve sanat emeğini yatırdığı bir müze İstanbul Grafik Sanatları Müzesi. 30 bin eserlik birbirinden önemli sanatçıya ait eserlerden oluşan koleksiyonu ve kendi alanında tek oluşu ile bu ülkedeki en özel sanat kalelerinden biri. Dünyadaki 13 müzeden biri olan ve 2020 Kültür Bakanlığı Özel Ödülü’nü alan İMOGA, Ünalan’da. Türkiye’nin tek ücretsiz gezilebilen müzesi. Kültürlü ama ekonomisi zayıf insanlar için sanatı savunan Tekcan, “Beni yetiştiren devletime borcumu ödüyorum” diyor. Sanat, insan hayatının olmazsa olmaz bir parçası İnsan ruhu ve düşüncesini hem yansıtan hem de onları besleyen, nefes alıp vermek, beslenmek kadar ihtiyaç olan bir alan sanat. Sonsuzluğa uzanmak isteyen insanoğlu için kendini ifade etmenin en temel aracı. Nitekim sanatın insanın hayat damarlarından biri olduğunu unutan ya da önemsemeyen toplumların manevi çöküşü bunun en önemli göstergesi. İstanbul Grafik Sanatları Müzesi İMOGA Son yüzyıllarda sanatın belli bir maddi seviyeye ulaşmış insanların uğraşı olduğuna dair süregelen algı ise belki de sanatın özünden uzaklaşmanın sonuçlarından biri. Sanat eserlerinin manevi değerinin maddi karşılığı haklı olarak yüksek olsa da, insan düşünce ve ruhunun sınırını hiçbir sosyal ya da maddi statünün belirleyemeyeceği evrensel bir gerçek… İstanbul’da dar ve orta gelirli insanların yaşadığı semtlerden biri olan Ünalan’da 17 yıldır varlığını sürdüren İstanbul Grafik Sanatları Müzesi İMOGA, bu gerçeklikten yola çıkılarak kurulmuş bir müze. Hem sanatın her kesimden insana ulaşması hem de bir müze olarak halk eğitimi işlevini gerçekleştiren bir kurum. Türkiye’de ücretsiz gezilebilen tek müze. “Dünyada 13 müzeden biri” Kendi alanında bütün dünyada toplam 13 müzeden biri olan İMOGA’nın Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Süleyman Saim Tekcan, 55 yıllık sanat eğitmeni ve grafik sanatçısı. Kendisinin de fakir bir aileden geldiğini belirten Tekcan, ‘Beni yetiştiren devlete borcumu ödüyorum’ diyor:“İMOGA, dünya çapında sayısı çok fazla olmayan müzelerden biri. Bu alanda dünyada 13 müze var ve İMOGA bu müzelerin içinde ilk sıralarda yer alıyor. Dünyanın birçok yerinden İMOGA’yı ziyaret etmek için geliyorlar. Zaten dünyanın her yerinde müzeler, gelişmemiş bölgeleri geliştirmek için kuruluyor. Buraya geldiğimizden bugüne kadar Ünalan’daki yapıların ne kadar değiştiğini biz biliyoruz. 14 yılda müzenin buraya çok şey kattığını düşünüyoruz. İlk geldiğimiz yıllarda sokağımızda bir pazar vardı Pazarı önce başka bir yere naklettirdik. Bu yüzden pazarcı çocukları birkaç yıl bizim camlarımızı kırdılar ama sonra o çocuklarla zaman içerisinde arkadaş, dost olduk. O çocuklar, müzemizi gezen insanlar oldu. Bu çok önemli bir şey… Genelde birçok insan müzeyi neden merkezi bir yerde kurmadığımı hep soruyor. Dünya yuvarlaktır. Bu yüzden bastonunuzu nereye sokarsanız, dünyanın merkezi orasıdır ve merkez dünyayı aydınlatan, düşünceyi parlatan, yayan en önemli noktadır. İstanbul’un merkez olması, Paris’in merkez olması, Paris’in en önemli merkezinin Louvre olması ya da başka yerde başka bir müzenin o bölgenin merkezi olması gibi. Onun için Ünalan’da böyle bir müzenin olması da bu bölgeyi başka bir boyuta taşımıştır. “İstanbul Modern’den sonra Türkiye’de ikinci” İMOGA’nın yurtdışında İstanbul Modern’den sonra bilinen ikinci müze olduğunu söyleyen Tekcan, kültürlü ama ekonomisi çok güçlü olmayan insanların alabilecekleri bir sanat üretimi yaptıklarını ifade ediyor:“Biz farklı bir müzeyiz. Resim, heykel, seramik gibi eserler sergileyen bir müze değiliz. Orta sınıf halkın duvarına astığı resim türü olan gravür, litografi, serigrafi ve diğer baskı türleri ile yapılmış sanatsal çalışmaları sergiliyoruz. Çünkü ünlü bir sanatçının yağlı boya tablosunu alma şansı olmayan orta sınıflar veya az kazançlı kesimler bir gravür alabiliyorlar. Böylece duvarlarına orijinal bir sanatçının eserini asabiliyorlar. Son yüzyılın bütün Avrupası’nda ve dünyanın birçok yerinde, bu imza sanatçılarının baskıları çok önemli. Kültürlü ama ekonomisi yüksek olmayana hizmet Bu müzeyi açmamdaki nedenlerden biri de benim gibi orta sınıf bir aileden gelen, düşüncesi gelişmiş ama maddi açıdan yeterli gücü olmayan birçok kişinin gravür gibi bir çalışmayla sanata yakınlaşmasını sağlamak. Biz burada bunu yapıyoruz. Kültürlü ama ekonomisi çok yüksek olmayan insanların alabilecekleri bir sanat üretimi yapıyoruz. Hem yapıyoruz hem sergiliyoruz hem sergilediğimiz sanatçı işleri ile bu müzeyi yaşatıyoruz. Burası kendi kendini yaşatmayı bilen canlı bir organizma. Müzemizde en az 30 bin eser var.” “Türkiye’de sanat geleneği yok” “Türkiye’de bilinçli şekilde koleksiyon oluşturmaya çalışan zenginlerin haricinde, bilinçsizce gelecekte para edeceğini düşünerek sanat eseri alan zenginler de var” diyen Süleyman Saim Tekcan, Türkiye’de sanat, düşünce ve yaratma üzerine bir geleneğin olmadığını anlatıyor: “Bugün akademilerimizde okuyan öğrencilerimiz içinde sanatçı olanlar genelde, zeki ama fakir öğrenciler. Zengin ailelerin çocukları ekonomi, hukuk gibi seçimler yapıyor. Çünkü Türkiye’deki gelenek sanat üzerine kurulu değil. Düşünce ve yaratma üzerine bir gelenek yok. Öyle olunca sanatçımızı ancak yaşayabileceği kadar kazanır hale getirmek önemli oluyor.http://www.imoga.org Sanata destek çok önemli Onun için Türk sanatının dünya sanatı ile yarışabilecek şansı yakalaması ancak Türkiye’yi yöneten insanların bu konuya dünyanın baktığı boyuttan bakarak, Türkiye’de sanata destek vermesi ile mümkün. Her şeye rağmen Türk insanı çok zeki. Önemli sanatçılarımız var ve bu sanatçılarımızı dünya çapında önemli kılmak zorundayız. Moda olarak resim satın almak yerine doğru seçim yaparak, bilinçli ve geleceğe kalacak eserleri alacak bir koleksiyoner kesimi de eğitmek gerekiyor. Bunlar kolay değil ama olmayacak şeyler de değil.” “Kültürel gelişim için Anadolu uygarlıkları müzeleri şart” İMOGA’da Türk sanatının en önemli isimlerinin eserleri sergileniyor. Bedri Rahmi Eyüboğlu, Nurullah Berk, Fethi Naci, Burhan Doğançay, Erol Akyavaş gibi isimler bu sanatçılardan sadece birkaçı. Türkiye’nin belleği olmayan bir ülke olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tekcan, müze ile söz konusu sanatçıların, gelecek kuşaklara kimler olduklarını neler yaptıklarını gösterme şansı bulduklarını söylüyor. Tekcan’ın en büyük üzüntüsü ise sayısız uygarlığa ev sahipliği yapan Anadolu’da, barındırdığı uygarlıklara dair müzelerin olmaması: Türkiye’de maalesef müze kültürü yok “Müze algısı kültürle alakalı… İnsanımızın kendi topraklarımızdaki kültürleri bilmesi ve o kültürler üzerine düşünmesi sadece bazı kesimler için mümkün olabiliyor. Halbuki bir de halk eğitimi var. Yani bir ülke topraklarında yaşayan bütün insanların o ülkedeki bütün uygarlıklardan haberdar olması, oranın kültürlü bir ülke olduğunu gösterir. Bizim ülkemizde bu kadar medeniyet olmasına rağmen bir Hitit Müzesi niye yok? Bir Asur müzesi neden yok? Bir Selçuklu müzesi neden yok? Hatta Osmanlı müzesi veya ciddi bir Cumhuriyet müzesi neden yok? Bütün bunlar konuşulması gerekiyor. Batıda eğitim için müze kuruluyor Batı’da insanları eğitmek için müzeler kuruluyor. Bizde eğitmek için okullarımız yeterli değil. Müzelerimiz de yok. Onun için insanlarımızı eğitmek çok kolay olmuyor. Londra’da ‘Türklerin Bin Yılı’ sergisi açıldı. O serginin hâlâ dünyada rekoru kırılabilmiş değil. Sergideki eserlerin yüzde 95’i ise Türkiye’den gitti. Halbuki bizim böyle bir organizasyon yapacak kapasitemiz var ama bunu organize edebilecek kültür ve vizyonumuz eksik. Bu sergi çok önemli bir örnektir. Sergiyi dünyanın her yanındaki insanlara duyurup, gezdirmeyi başardılar. Ziyaretçilerin yüzde 25’i de Türkiye’den giden Türkler.” İMOGA 14 yaşında İMOGA bugün 14 yaşında ama 30 yıllık bir yatırımın ve 55 yıl sanatla geçen bir yaşamın bütün varlığını ortaya koymasının sonucu… Müzeyi kurabilmek için maddi ve manevi çok fazla sıkıntı çektiğini anlatan Süleyman Saim Tekcan, isteğinin devletin bütün müzelere sahip çıkması olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Türkiye’de müzeleri destekleyecek devlet yok ama önemli değil. Biz bu müzeyi yaşatmaya and içmişiz. Büyük Atatürk’ün bize gösterdiği yolda insanlara hizmet vermeye devam etmeliyiz. İnsanları aydınlatmadığınız zaman kafalarını dar sınırlar içerisine hapsediyorsunuz ve o insanların dünya insanı olmasını önlüyorsunuz. Bu müze onun için çok gerekli ve önemli. Kültür dediğimiz şeyi yaygınlaştırmak ve insanları muasır medeniyet seviyesine çıkarma hedefimiz için müzeler olmazsa olmazdır.” Dilek KARAGÖZ Süleyman Saim Tekcan’ın 55 yıllık birikimini ve sanat emeğini yatırdığı bir müze İstanbul Grafik Sanatları Müzesi. 30 bin eserlik birbirinden önemli sanatçıya ait eserlerden oluşan koleksiyona sahip. Müze 14 yaşında.