Haberler
Bilim & Teknoloji
Yaşam
Kültür & Sanat
Haberler
Bilim & Teknoloji
Kültür & Sanat
Oyun oynamak çocuklara özgü psikolojik, fizyolojik ve sosyal içerikli bir eylemdir. Çoğunlukla özgürce ortaya çıkan oyun, çocukların gelişimi için oldukça önemli ve aynı zamanda gereklidir.Oyun; çocuğun çevresini tanımasını, anlamlandırmasını, yeni şeyler öğrenmesini sağlar.
Cinsel istismar bir yetişkinin bir çocuğun rızası olmadan kendi doyumu için kullanılmasıdır. Bir olayın cinsel istismar sayılabilmesi için istismarcı ve kurban arasında en az 5 yaş fark bulunması gerekir.*** Çocuk veya yetişkinin kurban üzerinde belirgin bir gücü ya da kontrolü var ise istismardan bahsedilebilir. Akran çocukların cinsellik yaşaması ise cinsel deneyim olarak değerlendirilir. Çocuklar cinsel istismara uğradıkları zaman pek yalan söylemezler çünkü cinsellik ile ilgili pek bilgi sahibi değildir ve bilmedikleri konu hakkında yalan söyleyemezler bu yüzden ortaya çıkma ihtimali yüksektir. Çocukların yalnızca cinsel doyum için değil para kaygısı güden kişiler tarafından bedenleri kullanılarak kazanç elde edilmesi durumuna cinsel sömürü denmektedir.
Ölüm kavramı, her yaş grubu için kabul edilmesi zor bir durumdur. Peki kayıp durumu çocuklar da nasıl seyreder? Çocukların bir kaybı anlamlandırması gelişim dönemlerine göre farklılaşmaktadır. Genellikle 5 yaşından sonra, çocuklar ölümün geri döndürülemez ve biyolojik bir olgu olduğunu algılamaya başlar. Bir kayıp ardından çocuğun vereceği tepkilerini birtakım faktörler etkiler. Bu faktörler ise geçmiş kayıp deneyimleri, psikososyal gelişim evreleri ve kayıp hakkında ailenin çocuğu bilgilendiriş biçimidir. Çocuklar da kayıp sonrası konuşma bozuklukları, yeme, uyku, davranış sorunları, idrar kaçırma, dışkı kaçırma, regresyon(gerileme), okul başarısında düşme, huzursuzluk, kaygı ve korku, hırçınlık, hareketlilik, sinirlilik, bedeniyle aşırı uğraşma, dikkat sorunları, sosyal izolasyon, bakım verene aşırı yapışma ve ayrılık kaygısı gibi belirtiler gözlemlenebilir.
Toplumun büyük çoğunluğunda çoklu çocuk yapısının bulunması kardeşlik ilişkisinin önemli rol oynamasını sağlar. Kardeşlik bağı ebeveynlik, eş gibi en uzun süreli ilişkilerin başında gelir. Bu ilişki bireyde samimiyet kurma, candan olma ve hayat boyu süren sosyal destek sağlama gibi insan ilişkilerinin gelişmesinde önemli rol oynar. Kardeşlik ilişkisini etkileyen en önemli faktörlerden biri de ebeveyn tutumudur. Ebeveynler doğum öncesinden başlayan bu bağı olumlu yönde etkileyebileceği gibi olumsuz davranış ve tutumlarıyla rekabet, kıskançlık gibi durumlara yol açabilirler.
Bebek daha anne karnındayken bile onunla konuşmak, bebeği geliştiren bir eylemdir. Bebeklerin doğumdan sonraki süreçte; en gelişmiş duyuları, işitme duyusudur. Bu sebeple annenin şefkatli, yumuşak ses tonu bebeği sakinleştirmektedir. Bu süreçte bebek; anne, baba veya bakım verenin sesine duyarlı hale gelir.