Haberler
Bilim & Teknoloji
Yaşam
Kültür & Sanat
Haberler
Bilim & Teknoloji
Kültür & Sanat
2001 'de Fransız caz fanzini Le Journal des Allumés du Jazz, Chris Marker dahil olmak üzere bir grup kişiden şu soruyu yanıtlamalarını istedi: İmge müziğin etrafında toplanır. Sizi en çok hangisi etkilemiştir? Marker alışılmadık bir şekilde bu çağrıya cevap verdi. Türkçe'ye daha önce çevrilmediğini düşünüyoruz, tersi olduysa da haberimiz yok, her iki durumda da, buradayız.
Elektronik müziğin depdeğişik bestecisi, tarih denen kavramın hakkını veren Pierre Henry, edebiyatın demirbaşlarından yola çıkıp, punk rock ve anarşizme, saykodelik nağmelerden acousmatism'e, 1960'lardan bu yana değişen müziğin tüm katmanlarına dair etkisi olan bir müzik kahini.
Thrill Jockey Records’dan album haberi aldık. Arbouretum’un ilk albümünden bu yana yarattıkları ses ve vokal kendine özgü biçemiyle öne çıktı. Sözler, zamanın sözlüşleştirilme trendinin aksine, sözcükleşsizletirilme çabamızın aksine, önemli bir yerdeydi. Heumann’ın sözcükleri kafanızda hikayeler yaratıyor. Song of the Rose by Arbouretum Song of the Rose / Gülün şarkısı, 24 Mart tarihinde arz-I endam eyledi. İlk şarkı Call upon the fire hipnotik ezgiyle başlıyor ve diğer şarkıların sözlerinde de simgesel bir karanlık hissiyat mevzu bahis. Albümün isim şarkısı lo-fi sound hallerde geziyor. Sonlara doğru Arbouretum asıl olayları fuzzy tonlara giriyor. Bir zikr gibi, git gel git gel git gel git gel