Haberler
Bilim & Teknoloji
Yaşam
Kültür & Sanat
Haberler
Bilim & Teknoloji
Kültür & Sanat
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, Cumhuriyet’in ilk yıllarında mimarlığı, merakı ve maceraperestliğiyle öne çıkan Arif Hikmet Koyunoğlu’nun izini süren bir fotoğraf sergisine ev sahipliği yapıyor. Maceraperest Bir Mimarın Fotoğrafhanesi: Arif Hikmet Koyunoğlu 1893–1982 başlıklı sergi, Koyunoğlu’nun 20. yüzyıl başından itibaren çektiği fotoğraflar eşliğinde, hem yaşam öyküsüne hem de Türkiye’nin dönüşen yüzüne bir bakış sunuyor. Suna ve İnan Kıraç Vakfı İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, 2025 yazında, Cumhuriyet’in ilk yıllarının özgün simalarından ve önemli mimarlarından Arif Hikmet Koyunoğlu’nu odağına alan yeni sergisiyle ziyaretçileri zamanda bir yolculuğa davet ediyor. Maceraperest Bir Mimarın Fotoğrafhanesi: Arif Hikmet Koyunoğlu 1893–1982 başlıklı sergi, Koyunoğlu’nun erken 20. yüzyılda çektiği fotoğraflar aracılığıyla
Fotoğraf sanatçısı Müjgan Culfa’nın Zamansız isimli sergisi, Kamil Fırat küratörlüğünde Beyoğlu Belediyesi İstiklal Sanat Galerisi’nde. Sanatçı Doğu Ekspresi’nin penceresinden yakaladığı anlarla bir yandan yol kavramını sorgularken diğer yandan iz bırakan hafızanın peşinde… 15 Mayıs-8 Haziran 2025 tarihleri arasında sanatseverlerle buluşacak olan sergi, Doğu Ekspresi’nin izinde, modern zamanın hızına direnen Anadolu’nun dinginliğine bir davettir. Bu görsel anlatı, siyah-beyaz ve renkli fotoğraflardan oluşuyor. “Yol üzerine o kadar söz, şiir, şarkı, türkü var ki… Ben de ‘yol’u kendi ifade yöntemlerimle anlatmaya çalıştım Ortalama 24-26 saat süren Doğu Ekspresi ile köklerime doğru yolculuk yaparken trenden gördüğüm manzaralar karşısında, bir film sahnesindeymişim gibi, kendimi pencereden
Eda Çekil, Kendine Ait Bir Yatak isimli sergisi ile 27 Mart 2025 – 26 04 2025 tarihleri arasında BüroSarıgedik’te. Sergi mahrem ve kişisel tanımlarını tepetaklak ederek yatağı bir direniş mekânı olarak yeniden ele alıyor. Yatak, yalnızca bir uyku mekânı değildir. Dinlenmenin, aşkın, hastalığın ve iyileşmenin, hatta boşluğun ve tembelliğin sahnesidir. Yatakta geçirilen uyanık saatler, verimsizlikle ya da boşa geçmiş vakitle etiketlenirken Eda Çekil Kendine Ait Bir Yatak serisinde yatakta kalmanın bir direniş biçimi olup olamayacağını soruyor, hiçbir şey yapmadan sere serpe uzanmanın özgürlüğünü savunuyor. Tüm yapılacaklar listelerini bir kenara bırakıp, sonsuz verimlilik baskısına direnmenin sessiz ama güçlü bir eylem olup
Memorial Bahçelievler Hastanesi’nin ev sahipliği yaptığı sualtı dünyasının büyüleyici güzelliklerini gözler önüne seren “Okyanusların Mirası” sergisi, sanatseverlere kapılarını açtı. Ödüllü sualtı fotoğrafçısı Bülent Şelli’nin küratörlüğünde hazırlanan sergi 27 Mart 2025 tarihine kadar ziyaretçileri ağırlayacak. Sualtı fotoğrafçılığının Türkiye’deki önde gelen isimlerinden Bülent Şelli’nin küratörlüğünde hazırlanan “Okyanusların Mirası” sualtı fotoğraf sergisi, Memorial Bahçelievler Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluştu. Serginin açılışına Memorial Bahçelievler Hastane Direktörü Fatih Akpınar, İmbat Sualtı Görüntüleme Merkezi fotoğrafçıları ve alanında uzman pek çok hekim katılım gösterdi. İmbat Sualtı Görüntüleme Merkezi’nin 15. yılına özel olarak düzenlenen bu karma sergi, sualtı ekosisteminin zenginliklerini ve korunması gereken değerlerini yansıtan eserlerden oluşuyor. Alanında uzman
Bu yazıda, sevdiğim bir esere ve onun sunum biçimiyle ilgili tartışmalara değinmek istiyorum. Çünkü bu tartışmalar, üzerinde çalıştığım farklı sistemler arasında geçişlilik ve bir sanat eseri üzerinden bir model önerme fikrimin şekillenmesinde önemli bir rol oynadı. Söz konusu eser, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Temel Sanat Eğitimi Yüksek Lisans öğrencilerinin dönem sonu proje sergisi kapsamında, Osman Hamdi Bey Salonu’nda sergilendi. Bir dönem sonu proje sergisi olması nedeniyle, esere yöneltilen yoğun eleştiriler bu yazının doğmasına zemin hazırladı. Mert Palut’un eseri fotoğraflar ve videodan oluşan bir kurulum. Eser, 1990’lı yıllarda Türkiye’nin Doğu’sunda devlet şiddetinin doruğa ulaştığı dönemi ve bu dönemde kullanılan sembolik
İrem, 1997 yılında Almanya’da doğdu. 2006’da henüz 9 yaşındayken ailesiyle birlikte Türkiye’ye döndü. Küçüklüğünden beri sanat ve tarihle iç içe büyüyen İrem, teknolojiye olan yoğun ilgisi doğrultusunda 2020 yılında Kocaeli Üniversitesi Bilişim Sistemleri Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Şu anda teknoloji şirketlerinde Ürün Yöneticisi olarak çalışıyor. Ancak mesleğinin yanı sıra güzel sanatlar ve fotoğrafçılıkla da yakından ilgileniyor ve sık sık uzun soluklu seyahatler gerçekleştiriyor. Instagram: iremcilingjr İrem, seyahatlerinde benimsediği “yavaş seyahat” anlayışıyla, bulunduğu coğrafyaların kültürlerini derinlemesine öğrenmeye ve anlamaya çalışıyor. Deneyimlediği hikayeleri ise fotoğraflarına yansıtarak paylaşıyor. En büyük motivasyonu, Michel Foucault’nun “One must make one’s own life as one makes a