Haberler
Bilim & Teknoloji
Yaşam
Kültür & Sanat
Haberler
Bilim & Teknoloji
Kültür & Sanat
Bakteriler hakkında haberler, yazılar ve videolar internet üzerinden kolayca bulunabilir. Birçok üniversite ve sağlık kuruluşu, bakteriler hakkında eğitici materyaller sunmaktadır. Örneğin, Harvard Tıp Fakültesi, bakteriler hakkında kapsamlı bir web sitesi içeren bir özet sunmaktadır. Buna ek olarak, dünyanın dört bir yanından gelen bilim insanlarının yayınladıkları bakteri hakkındaki haberler, yazılar ve videolar da internet üzerinden erişilebilir. Bazı örnekler aşağıda verilmiştir. • “Bakterilerin İnsan Sağlığına Etkisi ve Hastalıklar
Oregon Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, insan derisinde yaşayan mantarların, antibiyotik dirençli bakterilere karşı güçlü bir silah olabileceğini ortaya koydu. Malassezia mantarının ürettiği bir molekül, tehlikeli stafilokok enfeksiyonlarını yok etme potansiyeline sahip.
Frontiers in Marine Science dergisindeki çalışmada probiyotik bakteriler Florida'da Taş Mercan Doku Kaybı Hastalığına yakalanan mercanlarda hastalığın yayılmasını başarıyla yavaşlattı. Smithsonian araştırmacıları hastalığa dirençli mercanlardan izole ettikleri McH1-7 probiyotiğini 40 hasta mercan kolonisinde iki buçuk yıl test etti. Probiyotik tedavi mevcut antibiyotik yöntemlerden daha kalıcı çözüm sunarak mercanların doğal mikrobiyomlarını baskılamadan etkili oldu. Çalışma 2014'ten beri 30'dan fazla mercan türünü tehdit eden bu gizemli hastalığa karşı sürdürülebilir tedavi yöntemleri geliştirilmesi açısından kritik önem taşıyor.
Girit'te bulunan bir bakteri, hastalık yayan sivrisineklere karşı yeni bir umut vadediyor. Bakterinin ürettiği bileşikler, tehlikeli sivrisinek larvalarını 24 saatte tamamen yok etti. Bu etkinin enfeksiyondan değil, bakterinin ürettiği özel metabolitlerden kaynaklandığı anlaşıldı. Araştırmacılar şimdi bu moleküllerin yapısını çözerek prototip bir ürün geliştirmeyi hedefliyor.
Bilim insanları, bağırsak bakterilerinin ürettiği D-laktat adlı molekülü durdurarak kan şekeri ve karaciğer sağlığında çarpıcı iyileşmeler sağladı. Bu buluş, metabolik hastalıklar için yeni bir tedavi umudu sunuyor.
Tüberküloz (TB), Mycobacterium tuberculosis kompleksinin neden olduğu, öncelikle hava yoluyla bulaşan ve küresel ölçekte önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam eden bulaşıcı bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, her yıl milyonlarca yeni vaka ve bir milyondan fazla ölümle, özellikle COVID-19 sonrası dönemde, bulaşıcı hastalıklara bağlı ölümlerin önde gelen nedenlerinden biri konumundadır. Hastalık yükü, başta Hindistan, Endonezya, Çin, Filipinler ve Pakistan olmak üzere belirli ülkelerde orantısız bir şekilde yoğunlaşmaktadır. Klinik olarak TB, akciğerleri tutan pulmoner formdan lenf bezleri, merkezi sinir sistemi, kemikler, böbrekler gibi hemen her organı etkileyebilen ekstrapulmoner formlara kadar geniş bir yelpazede seyreder. Enfeksiyon, bağışıklık sisteminin bakteriyi kontrol altında tuttuğu, semptomsuz ve bulaştırıcı olmayan latent tüberküloz enfeksiyonu (LTBI) şeklinde kalabileceği gibi; öksürük, balgam, ateş, gece terlemesi, kilo kaybı gibi belirtilerle seyreden, bulaştırıcı aktif hastalığa da ilerleyebilir. Tanı süreci genellikle zordur ve klinik şüphe (öykü, fizik muayene), radyolojik görüntüleme, immünolojik testler ve etkenin mikrobiyolojik olarak gösterilmesini içeren çok adımlı bir yaklaşım gerektirir. Özellikle yayma mikroskopisinin duyarlılığının düşük olması ve kültürün yavaş sonuç vermesi, NAAT'ların ise kaynak gerektirmesi tanıdaki zorluklardandır. Doğru numune toplama ve laboratuvar uygulamaları da tanısal başarı için kritiktir. TB gelişiminde HIV koenfeksiyonu, yetersiz beslenme, diyabet, tütün ve alkol kullanımı, iç mekan hava kirliliği ve düşük sosyoekonomik koşullar gibi birçok risk faktörü rol oynamaktadır. Hastalığın önlenmesi; enfeksiyon kontrolü, mevcut tek aşı olan BCG'nin (özellikle çocukluk çağı ağır formlarına karşı etkili ancak genel etkinliği sınırlı ve değişken) kullanımı ve risk gruplarında LTBI'nin aktif hastalığa ilerlemesini önlemek için kemoprofilaksi stratejilerine dayanır. Aktif tüberkülozun tedavisi, ilaç direncini önlemek için birden fazla ilacın en az 6 ay boyunca düzenli kullanılmasını gerektirir. Tedaviye uyumun sağlanması kritik öneme sahiptir ve Doğrudan Gözetimli Tedavi uyumu artırmada etkili bir stratejidir. Gebelik, çocukluk çağı, HIV koenfeksiyonu gibi özel durumlarda tedavi rejimleri ve ilaç seçimleri farklılık gösterebilir. Giderek artan bir sorun olan ilaca dirençli tüberküloz (özellikle Çok İlaca Dirençli TB - ÇİD-TB), daha uzun süreli, daha toksik ve daha pahalı ikinci basamak ilaçlarla tedavi gerektirir ve tedavi başarısı daha düşüktür. Seçilmiş ÇİD-TB vakalarında cerrahi tedavi de bir seçenek olabilir. Tedavi sonrası dönemde hastalar nüks ve çeşitli akciğer komplikasyonları açısından takip edilmelidir. Tüberkülozun prognozu, hastalığın formu, ilaç direnci durumu, hastanın bağışıklık durumu, tedaviye uyumu ve sosyoekonomik faktörler gibi birçok etkene bağlıdır. Tedavi edilmediğinde ölümcül olabilen bu hastalıkla mücadelede, erken tanı, etkili tedavi, önleme stratejileri, yeni tanı yöntemleri/ilaçlar/aşılar için yapılan araştırmalar ve özellikle yüksek yük taşıyan ülkelerdeki finansman eksikliklerinin giderilmesi gibi çok yönlü ve koordineli çabalara ihtiyaç duyulmaktadır. Tarih boyunca insanlığı etkileyen bu eski hastalığın yükünü azaltmak, küresel bir öncelik olmayı sürdürmektedir.