Haberler
Bilim & Teknoloji
Yaşam
Kültür & Sanat
Haberler
Bilim & Teknoloji
Kültür & Sanat
Mikroskop haberleri, yazıları ve videoları, çeşitli biyolojik veya kimyasal uygulamalar için kullanılan mikroskopların gelişimine ilişkin olarak kullanıcıları bilgilendirmek için çeşitli kaynaklardan sağlanır. Bu haberler, yazılar ve videolar, mikroskop teknolojisinin ne kadar geliştiğini gösteren en son haberleri içerir. Bu haberler aynı zamanda yeni mikroskop türlerinin nasıl çalıştığını ve kullanıcıların bu araçları nasıl kullanabileceklerini de içerir. Mikroskopların kullanımının çeşitli alanlarda nası
14 Mart 2018'de kurulan Marmara Üniversitesi Biyolojik Bilimler Kulübü şimdiye dek sosyal sorumluluk projeleri, doğa kampları, teknik geziler, kariyer günleri, mikroskop çalıştayı ve online canlı yayınlar gibi pek çok aktiviteyi hayata geçirdi.
Hücre en küçük yaşam birimidir. Çoğu hücre çıplak gözle gözlemlenmeyecek kadar küçüktür. Bu nedenle, bilim insanları hücreler üzerine çalışmak için mikroskopları kullanmaktadırlar. Elektron mikroskopları ışık mikroskoplarından daha yüksek büyütme oranı, daha yüksek çözünürlük ve daha fazla detay görme imkânı sağlarlar. Birleştirilmiş hücre teorisi bütün organizmaların bir ya da daha fazla hücreden meydana geldiğini, hücrenin en temel yaşam birimi olduğunu ve hücrelerin var olan hücrelerden meydana geldiğini ifade eder.
Hücre en küçük yaşam birimidir. Çoğu hücre çıplak gözle gözlemlenmeyecek kadar küçüktür. Bu nedenle, bilim insanları hücreler üzerine çalışmak için mikroskopları kullanmaktadırlar. Elektron mikroskopları ışık mikroskoplarından daha yüksek büyütme oranı, daha yüksek çözünürlük ve daha fazla detay görme imkânı sağlarlar. Birleştirilmiş hücre teorisi bütün organizmaların bir ya da daha fazla hücreden meydana geldiğini, hücrenin en temel yaşam birimi olduğunu ve hücrelerin var olan hücrelerden meydana geldiğini ifade eder.
İçindekiler Tablosu Erken Yaşamı ve Çalışmaları Mikroorganizmaların Keşfi Mikroskopta Gelişmeler Bilimsel Etkisi Sıkça Sorulan Sorular Erken Yaşamı ve Çalışmaları Antonie van Leeuwenhoek, 24 Ekim 1632'de Delft, Hollanda'da doğdu. Eğitimini kumaş tüccarı olarak aldı ve bu mesleği 50 yıl boyunca sürdürdü. Ancak boş zamanlarında meraklı bir lens yapımcısı ve gözlemciydi. Leeuwenhoek, merakını tatmin etmek için basit […]
2014 yılında İngiltere merkezli Surrey NanoSystems tarafından geliştirilen Vantablack, insanlık tarihindeki en koyu malzemelerden biri olarak tanıtılmıştır. Karbon nanotüp teknolojisine dayanan bu madde, ışığın %99,9'unu emerek nesnelerin üç boyutlu yapısını gözle algılanamaz hale getirir. Başlangıçta askeri ve bilimsel kullanım amaçlarıyla geliştirilen Vantablack, özellikle teleskoplar, uydu sistemleri ve askeri kamuflaj alanlarında büyük avantajlar sunmaktadır. Ancak sanat dünyasında da yankı uyandırmış, Hint asıllı Britanyalı sanatçı Anish Kapoor'un bu malzemenin sanatsal kullanım hakkını tekelleştirmesi büyük tartışmalara neden olmuştur. Bu durum, sanatçılar arasında yaratıcılığın sınırlandırılması olarak yorumlanmış ve Stuart Semple gibi sanatçılar tarafından alternatif süper siyah pigmentler geliştirilerek protesto edilmiştir. Kimyasal olarak, Vantablack'in üretimi, kimyasal buhar biriktirme (CVD) yöntemi ile gerçekleşir. Dikey karbon nanotüplerin rastgele dizilimi sayesinde ışık, malzeme içinde hapsedilerek tamamen emilir. Bu yapı, Vantablack’i ultra düşük yansıtıcılığa sahip, hafif ve termal olarak iletken bir malzeme haline getirmektedir. Üretim süreci, hassas kontrol gerektirir ve genellikle askeri, astronomi ve yüksek teknoloji sektörlerinde kullanım için optimize edilmiştir. Vantablack, askeri ve havacılık sektöründe kamuflaj teknolojilerinde ve radar görünmezliği alanında önemli bir yere sahiptir. Optik sistemlerde ise teleskoplar ve mikroskoplar gibi hassas görüntüleme cihazlarında kullanılmakta, istenmeyen ışık yansımalarını en aza indirerek görüntü kalitesini artırmaktadır. Ayrıca sanat ve tasarım dünyasında, ışığı neredeyse tamamen emme özelliği sayesinde derinlik algısını değiştiren etkileyici görseller oluşturulmaktadır. Bununla birlikte, Vantablack'in kullanımıyla ilgili etik ve hukuki tartışmalar da gündeme gelmiştir. Renklerin ekonomik değerinin ve sahiplenilmesinin tartışıldığı bu süreçte, bazı sanatçılar ve bilim insanları daha erişilebilir süper siyah malzemeler geliştirmeye çalışmıştır. Sonuç olarak, Vantablack yalnızca bilimsel bir yenilik olmanın ötesine geçmiş, sanattan ekonomiye kadar birçok alanda kültürel bir fenomen haline gelmiştir.
Tüberküloz (TB), Mycobacterium tuberculosis kompleksinin neden olduğu, öncelikle hava yoluyla bulaşan ve küresel ölçekte önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam eden bulaşıcı bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, her yıl milyonlarca yeni vaka ve bir milyondan fazla ölümle, özellikle COVID-19 sonrası dönemde, bulaşıcı hastalıklara bağlı ölümlerin önde gelen nedenlerinden biri konumundadır. Hastalık yükü, başta Hindistan, Endonezya, Çin, Filipinler ve Pakistan olmak üzere belirli ülkelerde orantısız bir şekilde yoğunlaşmaktadır. Klinik olarak TB, akciğerleri tutan pulmoner formdan lenf bezleri, merkezi sinir sistemi, kemikler, böbrekler gibi hemen her organı etkileyebilen ekstrapulmoner formlara kadar geniş bir yelpazede seyreder. Enfeksiyon, bağışıklık sisteminin bakteriyi kontrol altında tuttuğu, semptomsuz ve bulaştırıcı olmayan latent tüberküloz enfeksiyonu (LTBI) şeklinde kalabileceği gibi; öksürük, balgam, ateş, gece terlemesi, kilo kaybı gibi belirtilerle seyreden, bulaştırıcı aktif hastalığa da ilerleyebilir. Tanı süreci genellikle zordur ve klinik şüphe (öykü, fizik muayene), radyolojik görüntüleme, immünolojik testler ve etkenin mikrobiyolojik olarak gösterilmesini içeren çok adımlı bir yaklaşım gerektirir. Özellikle yayma mikroskopisinin duyarlılığının düşük olması ve kültürün yavaş sonuç vermesi, NAAT'ların ise kaynak gerektirmesi tanıdaki zorluklardandır. Doğru numune toplama ve laboratuvar uygulamaları da tanısal başarı için kritiktir. TB gelişiminde HIV koenfeksiyonu, yetersiz beslenme, diyabet, tütün ve alkol kullanımı, iç mekan hava kirliliği ve düşük sosyoekonomik koşullar gibi birçok risk faktörü rol oynamaktadır. Hastalığın önlenmesi; enfeksiyon kontrolü, mevcut tek aşı olan BCG'nin (özellikle çocukluk çağı ağır formlarına karşı etkili ancak genel etkinliği sınırlı ve değişken) kullanımı ve risk gruplarında LTBI'nin aktif hastalığa ilerlemesini önlemek için kemoprofilaksi stratejilerine dayanır. Aktif tüberkülozun tedavisi, ilaç direncini önlemek için birden fazla ilacın en az 6 ay boyunca düzenli kullanılmasını gerektirir. Tedaviye uyumun sağlanması kritik öneme sahiptir ve Doğrudan Gözetimli Tedavi uyumu artırmada etkili bir stratejidir. Gebelik, çocukluk çağı, HIV koenfeksiyonu gibi özel durumlarda tedavi rejimleri ve ilaç seçimleri farklılık gösterebilir. Giderek artan bir sorun olan ilaca dirençli tüberküloz (özellikle Çok İlaca Dirençli TB - ÇİD-TB), daha uzun süreli, daha toksik ve daha pahalı ikinci basamak ilaçlarla tedavi gerektirir ve tedavi başarısı daha düşüktür. Seçilmiş ÇİD-TB vakalarında cerrahi tedavi de bir seçenek olabilir. Tedavi sonrası dönemde hastalar nüks ve çeşitli akciğer komplikasyonları açısından takip edilmelidir. Tüberkülozun prognozu, hastalığın formu, ilaç direnci durumu, hastanın bağışıklık durumu, tedaviye uyumu ve sosyoekonomik faktörler gibi birçok etkene bağlıdır. Tedavi edilmediğinde ölümcül olabilen bu hastalıkla mücadelede, erken tanı, etkili tedavi, önleme stratejileri, yeni tanı yöntemleri/ilaçlar/aşılar için yapılan araştırmalar ve özellikle yüksek yük taşıyan ülkelerdeki finansman eksikliklerinin giderilmesi gibi çok yönlü ve koordineli çabalara ihtiyaç duyulmaktadır. Tarih boyunca insanlığı etkileyen bu eski hastalığın yükünü azaltmak, küresel bir öncelik olmayı sürdürmektedir.