Haberler
Bilim & Teknoloji
Yaşam
Kültür & Sanat
Haberler
Bilim & Teknoloji
Kültür & Sanat
Bir dönem ülkemizde “bir vatan hizmeti” olarak tanımlanan piyango dilimize İtalyanca “beyaz” mânâsına gelen “bianco” kelimesinden geçmiştir. Kura sonucunda beyaz kâğıdı çeken kişinin kazandığı bianco oyunu, sonraları piyango olarak kabul görmüştür. Cumhuriyetin ilanından sonra, ülkenin hava savunma gücüne katkı sağlamak amacıyla 9 Ocak 1926 tarihli ve 710 sayılı kanunla karşılığı nakit ödenmek üzere piyango düzenleme hakkı Türk Tayyare Cemiyeti'ne verilmiş olup 1939 yılında Millî Piyango İdaresi kurulmuştur
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanlığı öncülüğünde, İçişleri, Adalet ve Dışişleri Bakanlıkları işbirliğinde 2018'den bu yana 8 bin 953, 2002'den bu yana ise 13 bin 268 eseri ait olduğu topraklara kazandırdı. Bu yıl da yoğun çabalar sonucu, geçmiş yıllarda yurt dışına kaçırılan 1149 eserin Türkiye'ye geri döndürülmesi sağlandı.
İmparatorluk Yıkılırken Edebiyat, Tanzimat'la birlikte başlayan modernleşme sürecinin edebiyat ve toplum üzerindeki etkilerini dikkat çekici yeni veriler ışığında değerlendiriyor. Gündelik hayatın modernlik karşısındaki kırılmalarını, şair ve yazarların modernleşme olgusuna dair tutumlarını ve aldıkları pozisyonları titizlikle irdeliyor.
Geniş bir tarihî arka plan eşliğinde Kral Abdullah, Kral Faysal, Enver Sedat ve Yitzhak Rabin'in akıbetlerine odaklanan Dört Suikast –Filistin'i Sarsan Kurşunlar, aynı zamanda Filistin direniş tarihinin satır başlarını, Ortadoğu ülkelerinin Filistin politikalarını, Arap-İsrail savaşlarını, barış süreçlerini ve bölgenin yakın tarihindeki önemli dönüm noktalarını anlatan belgesel bir metin.
Kırım Tatarları Karadeniz'in kuzeyindeki Kırım yarımadası olan Türkî halktır. 1783'te Kırım Hanlığı'nın Rusya tarafından ilhak edilmesiyle birlikte Osmanlı Devleti'ne zorunlu göçe tabi tutulmuşlar ve kendi vatanlarında azınlığa düşmüşlerdir. SSCB döneminde Stalin'in emriyle 18 Mayıs 1944'te sürgüne uğrayarak nüfuslarının yarısını yitirmişlerdir. SSCB'nin yıkılmasıyla sürüldükleri topraklardan Kırım'a geri dönmeye başlayan halk, Ukrayna'nın ana Müslüman unsurunu oluşturur.
Reşad Ekrem Koçu, bilhassa ayak takımından delikanlıların külâhlarına oyalı yemeniler sardıklarını ifade eder. Egeli efeler arasında da oyalı baş yemenileri pek makbuldü. Uzun efe külâhlarına, oyaların mevzilendiği yemeniler kat kat sarılır, külahlar adeta asma çiçek bahçelerine dönerdi. Delikanlılar ekseriyetle biber oya tercih ederlerdi. 2-2,5 santim boyundaki kırmızı sivri biber, beyaz keçeden külah üstünde sallanır, bunu takan delikanlı afili bir eda ile gezerdi.
Eser herhangi bir önsöz veya bir giriş kısmı olmaksızın Bâbür'ün on iki yaşında Fergana tahtına çıkışı ile başlayıp ölümünden bir yıl öncesine kadar olan zaman içindeki hayat macerasını anlatmaktadır. 5 Ramazan 899 (9 Haziran 1494) ile 3 Muharrem 936 (7 Eylül 1529) arasını içine alan bu devrenin, eserin bazı kısımları kaybolduğundan, Temmuz 1503 - Mayıs 1504, Mayıs 1509 - 2 Ocak 1519, 1521'den birkaç gün hariç 13 Aralık 1520 - 17 Ekim 1525 ve Eylül 1529-1530 yılları arası eksiktir. Vak'aların geçtiği coğrafî sahalara göre eserde sadece 1494-1503 (Fergana), 1504-1520 (Kâbil), 1525-1529 (Hindistan) yılları mevcuttur.
"Vefatının 400'üncü yıldönümü münasebetiyle, Derin Tarih olarak, İmâm-ı Rabbânî'nin hayatına, fikirlerine ve mücadelesine daha yakından baktığımız dosyamızla karşınızdayız. Dosyamızın hem İmâm-ı Rabbânî hem de Hint Alt Kıtası'nın İslâmî kimliğinin yapı taşları konusunda aydınlatıcı bir çerçeve çizdiğini düşünüyoruz. Bu vesileyle, daha evvel özel bir sayıyla selamladığımız Bâbürlü İmparatorluğu'nun dinî ve ilmî mirasının bugüne uzantılarını da yeniden hatırlamış oluyoruz."Derin Tarih Genel Yayın Yönetmeni Taha Kılınç
Tıbbın üç büyüğü: İbn Sînâ, Galen, Hipokrat... Batılıların tıbbın hükümdarı ilan ederek taç giydirdikleri İbn Sînâ (ortada). İlkçağ uygarlıklarında tıbbın ilahî bilgilere dayandığı genel kabul görür. Aynı şekilde Eski Yunan'daki sekiz otorite hekimin hemen tamamı tıbbın kaynağının ilahî olduğu kanaatindedir. B hekimler arasında Antik Çağ'ın son iki otoritesi olarak kabul gören Hipokrat (ö. MÖ 460) ve Galen d (ö. 200) vardı.
Korsikalı soylu bir ailenin çocuğu olarak dünya gelen Napolyon Fransız Devrim Savaşları (1792-1802) döneminde Fransız ordusunda öne çıkarak kariyer basamaklarında yükselmiş, İtalya ve Mısır seferlerinde Fransız ordusu komutanı olmuştur. 1799 yılında yaşanan 18 Brumaire Darbesiyle Fransa Cumhuriyeti kontrolünü ele geçirmiş ve 1804 yılında kendisini Fransa İmparatoru olarak ilan etmiştir. İmparator Napolyon ve komutasında ünlü Büyük Orduyla (Grande Armée), Avrupa ülkeleri çeşitli koalisyon güçlerine karşı savaşmış, 1807 yılı Temmuz ayında Tilsit Antlaşmaları imzalandığında hüküm sürme alanı Batı ve Orta Avrupa topraklarının çoğunu kapsamıştır. İmparator Napolyon'un 1812 yılında Rusya'yı işgal harekâtı başarısızlıkla sonuçlanmasının ardında Avrupa ülkelerinin çoğu ona karşı çıkmışlardır. Bu sıralarda yenilgiye uğramış ve 1814 yılında Akdeniz'de bir ada olan Elba Adasına sürgüne gönderilmiştir. Ancak ertesi yıl, adeta zafer kazanmış bir edayla, tekrar Fransa'ya geri dönmüş ve Yüz Gün olarak bilinen İkinci Saltanat dönemini başlatmıştır. Kısa süre sonra Watertloo Muharebesinde (18 Haziran 1815) bir kez daha mağlup olmuş ve ardından da ikinci defa Güney Atlantik Okyanusunda Saint Helena Adasına sürgüne gönderilmiş ve bir süre sonra burada ölmüştür.
1900'lü yıllarda mobilyacılık yapan Taşköprülü Mehmet Usta, kentte görev yapan İtalyan mühendis Karlo Efendi'nin evinde gördüğü piyanonun benzerini yapmaya karar verdi. Karlo Efendi'nin evindeki piyanonun ölçülerini alan Mehmet Usta, uzun uğraşlar sonucu 1904 yılında ilk piyanoyu yaptı. Çalışmalarından haberdar olan dönemin valisi Enis Paşa, Mehmet Usta'nın yaptığı beş piyanodan birini 2. Abdülhamid'e hediye etti. Mehmet Usta'nın yaptığı piyanolardan biri bugün Yıldız Sarayı'nda, diğeri Kastamonu Kent Tarihi Müzesi'nde, üçüncüsü de Kastamonu Mimar Vedat Tek Kültür Merkezi'nde sergileniyor. İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Müzik Teknolojisi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Tunç Buyruklar, Kent Tarihi Müzesi'ndeki piyanoyu restore ederek bakımdan geçirdi.