Haberler
Bilim & Teknoloji
Yaşam
Kültür & Sanat
Haberler
Bilim & Teknoloji
Kültür & Sanat
Kurban bayramı sadece paylaşmanın değil, mutfaklarımızda etin başrolde olduğu sofraların da zamanı. Hal böyle olunca bu dönemde en çok karşılaşılan sorulardan biri “Kurban eti marine edilir mi?” sorusu. Bayramda kesilen taze etlerin lezzetli bir şekilde pişirilmesi ve sofralara en güzel haliyle sunulması için doğru hazırlık yöntemleri büyük önem taşıyor. Eğer “Kurban etini nasıl marine edebilirim?”, “Marine sosuna neler konmalı?” ya da “Marine süresi ne kadar olmalı?” gibi soruların cevabını arıyorsanız, bu yazımızda aradığınız tüm detayları bulabilirsiniz. Kurban etini en lezzetli haliyle pişirmek için bilmeniz gereken püf noktaları sizin için derledim.
Bayramı bayram yapan tatlardan biri olan baklava, yapımı zahmetli olsa bile her evde bulunan tatlılardan. Ancak her bayram baklava yapmak için saatlerce uğraşsak da bazen her şey istediğimiz gibi gitmeye biliyor. Küçük gibi görünen hatalarla birlikte hamurlaşmış bir baklavayla karşılaşmamız an meseli. Ama telaş etmeyin bu bayram sayacağımız hatalardan uzak durarak herkesin beğeneceği baklavayı yapabileceksiniz.
Kurban etinden yapılan kavurmanın kıvamı, tamamen doğru teknikleri uygulamaya bağlı. Sabırsızlık, acelecilik ve bazı alışkanlıklar eti sertleştirir. Oysa ki küçük püf noktalarla, bayram sofralarının yıldızı olacak, ağızda dağılan bir kavurma yapmak hiç de zor değil. "Kavurma yaparken neden et taş gibi sertleşti?", "Yumuşacık kavurma nasıl yapılır?" gibi her bayram kafanda bu tarz sorular geçiyorsa o zaman doğru yerdesin yazımızı okumaya devam edebilirsin.
Kurban Bayramı, paylaşmanın, bereketin ve dayanışmanın en güzel örneklerinden biri. Ancak kurban kesildikten sonra sadece etin değil, sakatatların da doğru değerlendirilmesi gerekiyor ki güvenle yiyebilelim. Özellikle ciğer, böbrek, yürek, işkembe gibi sakatatlar hem besin değeri yüksek hem de doğru hazırlanırsa sofralara ayrı bir lezzet katıyor. Ama unutulmamalı ki bu gıdalar çabuk bozulmaya müsait olduğu için nasıl saklandıkları ve ne kadar sürede tüketildikleri oldukça önemli.
Kurban Bayramı geldiğinde mutfakların havası değişir. Et kokusu sarar dört bir yanı, kavurmalar yapılır, tencereler kaynar. Ama bunların hiçbiri olmasa bile kurban etiyle mutlaka bir kıyma çekilir. Peki kurban etiyle kıyma yaparken hangi bölgeyi seçmeli? Her et, kıyma için uygun mudur? İşte tam da bu soruların cevabı için yazımızı okumaya devam edebilirsiniz.
Kurban Bayramı yaklaşırken mutfakta hummalı bir hazırlık başlıyor. Etlerin hakkını vererek doğranması, kemiğinden sıyrılması ya da incelikle dilimlenmesi için en büyük yardımcımız iyi bir bıçak. Ama sadece keskin olanlar! Çünkü kesmeyen bir bıçak, işinizi kolaylaştırmak yerine sizi yorar, tehlike yaratır ve etin formunu bozar. Peki, evde bıçakları en doğru şekilde nasıl bileriz? İşte hem pratik hem de etkili bileme tüyoları!
Kurban Bayramı denince akla ilk gelen şeylerden biri bereketli sofralar ve bol miktarda et oluyor. Ancak bu bereketi sağlıklı bir şekilde değerlendirebilmek için etin nasıl saklandığını bilmek en az pişirme kadar önemli. Yeni kesilmiş kurban etinin doğru saklanmaması, hem sağlığımız hem de etin lezzeti açısından ciddi sonuçlar doğurabilir. İşte evde et saklarken dikkat edilmesi gereken altın kurallar!
Mutfağın kurtarıcıları arasında ilk sıralarda yer alır konserveler. Ani misafirlerde, zamansız açlık krizlerinde ya da yemek yapmaya halimizin kalmadığı günlerde imdadımıza koşarlar. Ama konserve açıldıktan sonra akıllarda hep aynı soru belirir: "Şimdi bunu ne kadar süre saklayabilirim?" ve daha da önemlisi, "Ne şekilde saklamalıyım?" İşte tüm soruların cevabı bu yazıda.
Pazarda ya da markette dolaşırken etiketlerde sıkça karşılaştığımız iki kelime var: organik ve doğal. Her ikisi de kulağa sağlıklı ve masum geliyor ama aslında aralarında oldukça net farklar var. Peki hangisini seçmeli? Sadece etikete bakarak karar vermek yeterli mi? Gelin birlikte bu kafa karışıklığına bir son verelim.
Son zamanlarda yemek programlarında sosyal medyada sıkça kullanılan bir yağ türü var: Sade yağ. Görüntüsüyle tereyağını anımsatan bu yağ, tereyağından biraz daha farklı. Üstelik kendisi yeni çıkan bir yağ türü değil. Baklavada, künefede hatta daha birçok tarifte kullanılan bu yağ çeşidini de illa satın almanıza gerek yok! Evde yapılabilir. Peki nedir bu sade yağ? Hadi gelin bugün biraz bu dosyayı aralayalım.
Mutfak dediğimiz yer, sadece yemeklerin piştiği değil, hijyenin de başrolde olması gereken bir alan. Ama çoğu zaman en çok kullandığımız eşyaların sessiz sedasız bakteri yuvasına dönüştüğünü fark etmiyoruz. Temiz sandığımız bazı mutfak araçları, aslında mikroskobik bir kalabalığa ev sahipliği yapıyor olabilir! İşte mutfağımızda sıkça kullandığımız ama hijyen konusunda gözden kaçan 6 eşya:
Mutfakta her şeyin tadı zamanında güzel! Malzeme seçimi kadar pişirme süresi, baharatın eklendiği an ya da kapağın ne zaman açıldığı gibi küçük detaylar da bir yemeğin kaderini belirliyor. İşte yemek yaparken fark etmeden sıkça yaptığımız zamanlama hataları ve bu hatalardan nasıl kaçınabileceğinize dair pratik ipuçları:
Kurban kesildi, etler paylaşıldı, sırada kıyma var... Ama dur! Yeni kesilmiş et hemen kıyma makinesine girer mi? Yoksa biraz beklemesi mi gerekir? Evde çektiriyorsan da kasaba götürüyorsan da, bu bilgiyi bilmeden sakın kıyma çektirme!
Bazen evde canınız sıkılıp ani gelen misafir ve tatlı isteği için buzluk hazırlığı yaptığınız oluyor mu? Eminim birçok kişi "tabi lokmacığım" diyecektir. Hele bir de çalışan biriyseniz bu hazırlıklar artık bir gelenek haline geliyor. Bu hazırlıklar arasında en çok yapılan tarifler ise kurabiye. Bazen hamurunu hazırlayıp şekil verdiğiniz kurabiyeyi buzluğa atınca çok pratik oluyor. Ancak iş pişirmeye gelince kafalar karışıyor. Kimileri buzluktan çıkartıp direkt fırına atarken kimileri çözünmesi için bekliyor. Peki doğrusu hangisi? Hadi gelin bakalım.
Bugün markette ya da manavda gördüğümüz muzlar, soyulması kolay, tadı tatlı ve çekirdeksiz. Ancak bir zamanlar alışık olduğumuz bu muzları doğada bulmak neredeyse imkansızdı. Çünkü muz çok eskilerde içi çekirdekli bir meyveydi. Peki ama nasıl oldu muzlar çekirdeksiz hale geldi? Hadi gelin bugün yazımızda bunu inceleyelim.
Kahvaltı sofralarının yıldızı, yaz akşamlarının vazgeçilmezi, taze domatesin ve yumurtanın en sıcak buluşması... Evet, menemen! Yıllardır mutfaklarda pişen ama bir o kadar da sofralarda tartışılan o meşhur soru nihayet yanıtını buldu: Menemen soğanlı mı olur, soğansız mı?
Tezgahlarda taptaze kuşkonmaz yerini almaya başlayınca mutfaklarda da enfes lezzetler ortaya çıkıyor. Hem görüntüsü hem lezzeti hem de birçok tarife uyarlanabilir olmasıyla misafir sofralarında da sıkça tercih edilen kuşkonmaz, narin yapısıyla da özen isteyen bir sebze. Marketten veya pazardan özenle aldığınız bu sebze, doğru saklama koşullarında bekletilmezse çok çabuk rengini, lezzetini ve dokusunu kaybedebiliyor. Bu sorunları yaşamayın diye bugün size özenle seçtiğiniz kuşkonmazları nasıl saklamanız gerektiğini anlatacağız. Hazırsanız başlayalım.
Kuşkonmaz lezzeti ve görünüşüyle dikkat çektiği gibi hassaslığıyla da bilinen bir sebze. Bu sebeple doğru kuşkonmazı seçmek, lezzetli bir yemeğin ilk adımı. Doğru kuşkonmazı seçmek biraz ustalık istese de alışınca iyisiyle kötüsünü ayırt edebilmek kolaylaşıyor. Geriye tek yapmanız gereken sadece gözlem yeteneğinizi konuşturmak. İşte tam da bu yüzden herkes kuşkonmazlarını tap taze alabilsin diye kuşkonmaz alırken nelere dikkat etmeniz gerektiğini sizin için listeledik.
Havaların ısınmasıyla birlikte hemen hemen hepimizde bir düzenleme isteği geldiğini fark ettiniz mi? Bu düzenleme isteğinden en çok nasibini alan yer ise hiç kuşkusuz mutfaklar. Eskiyen tencere, tava; kırık bardak ve tabak gibi ne varsa hepsini seçip attık, dolapları düzenledik. Peki ama ya kiler? Bazılarında sadece bir dolap bazılarında ise ayrılmış bir oda olan kiler, evlerdeki mini marketimiz denebilir. Bu sebeple kiler ne kadar düzenli olursa bu durum mutfak ekonomisine de yansıyor. Hadi gelin kiler düzenlerken nelere dikkat etmeniz gerektiğine bakalım.
Market raflarında ya da mutfağımızın bir köşesinde uzun süre duran o şeffaf şişelerdeki bitkisel yağlar gerçekten sonsuza kadar dayanır mı? Eminim birçok kişi bu sorunun cevabını merak etmeden evini yağ şişeleriyle dolduruyordur. Ancak her şeyde olduğu gibi bitkisel yağların da bir kullanım ömrü var. "Peki ama bitkisel yağlar nasıl bozulur? Bozulduğu nasıl anlaşılır?" diye merak edenler yazımızın devamını okuyabilir.
Tatlı krizlerinin kahramanı, moral bozan günlerin neşesi, kahvenin en iyi dostu... Evet, çikolatadan bahsediyorum. Daha bir sürü anların vazgeçilmezi olan çikolata, hemen hemen hepimizin fazla fazla aldığı yiyecekler arasında ilk sıraya girebilir. Hal böyle olunca evler mini bir bakkal rafı gibi olabiliyor. Peki ama düşünmeden market arabalarını doldurarak aldığımız çikolataların dayanma süreleri ne kadar? Hadi gelin çikolataların raf ömrünü inceleyelim.
Mayasız hamur düşünülebilir mi? Ekmekten poğaçaya, pizzadan simide kadar birçok tarifin arkasındaki o kahraman: maya! Hemen hemen bütün hamur işlerinde kullandığımız maya, birçok farklı çeşidiyle de kafa karıştırıyor. "Aman Lokmacığım maya işte ne kadar farklı olur demeyin mayayı nasıl aktifleştirdiğiniz hamurunuzun kabarmasındaki en büyük etken. Hadi gelin hangi maya nasıl aktifleştirilir bugün size ondan bahsedelim.
Kütür kütür ekşi bir erik ya da bol sulu bir limon yerken karşısındaki kişinin şekilden şekile girdiğini görmeyen yoktur. Kimimiz için ekşi tüm tatların en güzeli olurken kimimiz için ise tamamen dayanılamayacak kadar kötü. Peki ama bazılarımız ekşi bir şeyler yerken gayet rahat olurken bazıları neden kendi yemese dahi yüzünü buluşturup ağzı sulanıyor? Bu farklılığın altında yatan sebep ne? Neden ekşiye olan tepkilerimiz bu kadar keskin bir şekilde farklılaşıyor? İşte tüm bu soruların cevabı yazımızda.
Süt, hepimizin mutfağında baş köşeye kurulmuş, hem besleyici hem de lezzetli bir içecek. Kahvaltıdan tatlıya, kahveden çorbaya kadar pek çok tarifin başrol oyuncusu. Ancak her güzel şeyin bir dengesi olduğu gibi, sütün de bazı gıdalarla bir araya gelmesi vücudumuza pek de iyi gelmeyebiliyor. Gelin, süt ile birlikte tüketilmemesi gereken bazı yiyecekler nelermiş bir bakalım.
Süt, hepimizin mutfağında baş köşeye kurulmuş, hem besleyici hem de lezzetli bir içecek. Kahvaltıdan tatlıya, kahveden çorbaya kadar pek çok tarifin başrol oyuncusu. Ancak her güzel şeyin bir dengesi olduğu gibi, sütün de bazı gıdalarla bir araya gelmesi vücudumuza pek de iyi gelmeyebiliyor. Gelin, süt ile birlikte tüketilmemesi gereken bazı yiyecekler nelermiş bir bakalım.