Haberler
Bilim & Teknoloji
Yaşam
Kültür & Sanat
Haberler
Bilim & Teknoloji
Kültür & Sanat
Bölüm 01, Urgenç, Nukus, Özbekistan 03Temmuz 2023 – Pazartesi Sonunda, pandemiden sonra ilk yurtdışı tatiline çıkıyorum. Geçen sene eşim Gülten Güney Afrika turu yapmıştı fakat ben bazı durumlardan dolayı gidememiştim. Şimdi şeytanın bacağını kırıyorum. Uçağımız 01:15 ‘te İstanbul Havaalanından direk Urgenç’e uçacak. Havaalanı İstanbul’a, özelikle de Anadolu yakasına epey uzak. Ulaşmak için Kadıköy’den 21:30’da Havaist’e biniyoruz. Hem Pazar günü hem de bayram olmasından dolayı yollar boş. Bir saatte varıyoruz. Ulaşım ücreti her şey gibi epey artmış. 124 TL/Kişi. Kısa bir süre önce bu paraya Çanakkale’ye otobüsle gidiyordum. Neyse, havaalanında 150 TL olan harcımızı da ödeyerek Check-In’imizi yaptırıyoruz. (Harç için artık
Bölüm 14, Arjantin, Buenos Aires 1 Buenos Aires, 15Temmuz 2017 – Cumartesi Evet, saat 6:00 gibi tangonun başşehri Buenos Aires’teyiz. Ama hava buz gibi. Hayallerimizdeki sıcacık Arjantin’le epey tezat. Havaalanından (Polis, gümrük) kolayca çıkıyoruz. Taksi ile 8:30 gibi oteldeyiz. Otel resepsiyon görevlisi 11:30 gibi check-in yapabileceğini söylüyor, sonradan halimize acıyor sanırım, 9 da alabilirim diyerek bizi rahatlatıyor. Resepsiyondaki kahve makinasından aldığımız kahveler ile yarım saat bekleyerek odalarımıza çıkıyoruz.İki saat uyku, 11:30’da aşağıda buluşup dışarı atıyoruz kendimizi. Önce otelin hemen hemen üzerinde olduğu, dünyanın en geniş caddesi olan Avenida 9 de Julio‘ya çıkıyoruz. Plaza de la Republica’daki abideyi görüyoruz. Ardından trafiğe
Bölüm 13, Bolivya, Sucre Sucre, 14Temmuz 2017 Sucre, Bolivya’nın idari başkenti. Ritüel yine aynı. Meydanları ve sokakları gezmek üzere erken kalktık.Halk pazarını dolaştık. Bolivya’dan son alışverişlerimizi yapıyoruz. Bol fotoğraf çekiyoruz tabi. Bu arada denemek için aldığımız, genelde erkeklerin çiğnediği ama bizim hiç hoşumuza gitmeyen, beğenmediğimiz Coco yapraklarını sokakta birine veriyoruz. Bu yaprağı zamanında sömürgeciler Potosi ’deki madenlerde yerlilere veriyorlarmış. Beyni uyuşturuyor ama çalışmak için uyanık tutuyormuş. Hala bol miktarda tüketiliyor. Hatta buraya gelirken şoför bir paket aldı yanına, Sucre ’ye geldiğinde yarılamıştı. Muhtemelen uyanık kalmak için çiğnemiş bütün gece.
Turkuaz denizin, beyaz kumun, baharat bahçelerinin diyarı Zanzibar, Afrika kıtasının doğusunda Tanzanya ülke sınırları içerisinde özerk iki adadan oluşan bir bölgedir. İsmi Farsça’da “Zangi bar” yani “Zenci Sahili”nden türemiştir. Umman Krallığı ve Birleşik Krallık’tan sonra 1964’te Tanzanya devletinin, Tanganika ile birlikte bir parçası olmuştur. Nitekim Tanzanya isminin Tan kısmı Tanganika’dan, Zan kısmı da Zanzibar’dan oluşur. Kendi bayrağında da Tanzanya bayrağının renklerini farklı biçimde kullanmıştır. Dilleri Svahili’dir. Tanzanya halkının üçte ikisi Hristiyan, üçte biri Müslüman ve Animist iken, Zanzibar halkının tamamına yakını Müslümandır ve İslami kuralları uyguladıkları bir yaşam tarzları vardır. Giyim konusunda turistlere yönelik bir uygulama olmasa da, başkent Stone
Bölüm 11, Bolivya, Uyuni. Uyuni, 12 Temmuz 2017 Sabah 5 gibi Uyuni ’de iniyoruz. Hava çok soğuk. Otobüsten iner inmez Tuz Gölü turcuları sarıyor etrafımızı. Biraz da soğuktan korunmak için, gelen kızlardan birinin peşine takılarak ofisine gidiyoruz. 1 ve 2 günlük turlar var. Günlük tur için kişi başı 125 Bolivyanos ‘a anlaşıyoruz, öğle yemeği dâhil. Biraz ısınıp, çantaları orada bırakıp, karşıdaki kafeye geçiyoruz. Tur 10:30’da, epey zaman var. Sohbet ve uzun zamandır ilk defa gördüğümüz, Almanya’da yaşayan iki Türk arkadaşla konuşarak zamanı geçiriyoruz. Bu arada İnternet şifresi karşılığı kahvaltı ve kahve içiyoruz. Doymuyoruz, La Paz ’da hazırladığımız sandviçleri de mideye
Bölüm 10, Bolivya, La Paz. Pazartesi, 10 Temmuz 2017 Sabah otelde kahvaltımızı yapıp minibüse doğru yürüyoruz. Bagajları minibüstün üzerine yüklüyorlar ve biz içeriye yerleşiyoruz. Yolculuk süresi yaklaşık iki saat. İki saat sonra sınır kasabası Desaquadero ‘ya ulaşıyoruz. İlk olarak Peru sınır polisinde çıkış işlemleri yaptırıyoruz. Sonra çıkıp elimizi kolumuzu salla sallaya bir köprüden Bolivya ‘ya geçiyoruz. Ortada sınır falan yok. İnsanlar, yük taşıyan eşekler karşılıklı olarak geçip duruyorlar. Neyse tabelalara bakarak Bolivya sınır polisine gidiyoruz, giriş işlemlerimizi yaptırıyoruz. Artık Bolivya’dayız. Desaquadero ’dan La Paz ‘a gitmemiz gerekiyor. Bunun için tarif edilen terminale gidiyoruz!.. Buradaki minibüsler felaket. 11, 12 kişilik arabaya
Bölüm 09, Peru, Puno, Titicaca Gölü Cumartesi, 9 Temmuz 2017 (Devam) Puno’da direkt otele gidip yerleşiyoruz. Biraz dinlendikten sonra hedefimiz Titicaca gölü. Otel bize tekneyi ayarlıyor. Çok yakın olmasına rağmen taksi ile gidip gelmek dâhil tekne 20 Sol/kişi, gayet uygun. Saat 12’deki tekneye binmek üzere anlaşıyoruz. 11:30’da taksi bizi almaya geliyor. Kısa bir süre sonra tekneye biniyoruz. Uros adalarına yol 20 dakika sürüyor. Bu adalar tamamen sazdan, Totori sazlarından yapılmışlar. Zamanında buranın yerlileri İnkalardan kaçmak için bu adaları yapıp kullanmışlar. Sonradan hoşlarına gidince yerleşik hayata geçiyorlar. Zamanla o yerlilerin yerini Aymara yerlileri alıyor, adaların ve yaşayanların sayısı artıyor. Biz adalardan
Bölüm 7 – Peru, Cusco Seyir Defteri’nin Güney Amerika yolculuğuna dair diğer yazılarını için; Bölüm I – Bölüm II – Bölüm III – Bölüm IV – Bölüm V– Bölüm VI Cuma, 7 Temmuz 2017 (Devam) Uçak zamanında kalkıyor ve saat 11 gibi Cusco’ya ayak basıyoruz. Problemsiz bir pasaport ve gümrük kontrolünden sonra bir taksiye atlayarak otele gidiyoruz. (Havaalanında para bozdurmayı ihmal etmiyoruz tabi. 1 US$ -> 3.20 Nuevos Soles, yani “Yeni Sol”) Hamit’le hemen yarınki Machupicchu biletlerini ayarlamak zorunda olduğumuz için kızları bavullarla beraber otele bırakıp, yürüyerek çıkıyoruz dışarıya. Otel check-in işleri kızlara kalıyor. Önce tren bileti için mevcut iki tren
İnsan varlığından ve zararlı etkilerinden uzak canlıların doğal dünyası Galapagos adaları, Ekvator’un 1.000km. batısında Pasifik okyanusundaki takım adalardır. UNESCO tarafından dünya mirası listesinde yer alan küçük/büyük 22 adadan oluşur. Adalar ve etrafındaki denizin %85’i Ekvator Ulusal Parkı kapsamında koruma altındadır. İnsan ziyareti sınırlıdır. Yerleşim alanları tüm kara parçasının sadece %3’ünü oluşturur. Galapagos Adaları’na ilgim, hayran olduğum Sebastiao Salgado’nun orada bir dönem yaşayıp canlı türlerini fotoğraflamasıyla ilgili kitaplar okumamla başladı. Hayvan fotoğrafı çekmeye olan merakım ve dünyada bazı canlı türlerinin sadece orada yaşadığına ait bilgiler edinmem beni bu adalara yönlendirdi. İyi ki de yönlendirmiş. Tarih boyunca Galapagos adaları, ana karaya uzak
Bölüm 02, Japonya, Hiroşima (Yaz 2019) Salı, 25 Haziran 2019 Sabah, otelde kahvaltı verilmediği için odamızda hazır çorba ile hallediyoruz o işi. Saat 09:10’da arkadaşlarla lobide buluşuyoruz. Uzun bir gün olacak. Yürüyerek Shin-Osaka istasyonuna gidiyoruz. Burada İstanbul’dan aldığımız biletlerimizi aktive edip Hiroşima’ya giden ilk hızlı trene atlıyoruz. (Bu arada biletlerimizin tüm trenlerde geçmediğini öğreniyoruz. Kırmızı, mavi ve pembe hatlarda geçiyormuş.) yaklaşık 1.5 saat sonra Hiroşima’dayız. Danışmadan bizim aldığımız tren biletine bedava şehir turu olduğunu öğrenince, şehri gezmek üzere otobüse biniyoruz. Otobüs bizi atom bombasının patladığı yere ve bugüne kadar olduğu gibi korunan, harabeye dönmüş ama yıkılmamış tek binaya götürüyor. Etrafta
Bölüm 01, Singapur, Osaka. (Yaz 2019) Cumartesi, 22 Haziran 2019 Bir yolculuk daha sabah 09:00’da bindiğimiz Havaist otobüsü ile başladı. Cumartesi olması nedeniyle Kadıköy’den kalkan araç rahat bir yolculukla, bir saatte Yeni İstanbul Havalimanına ulaşıyor. Havaist ’te nakit para geçmiyor, İstanbul Kart veya kredi kartı. Öğrenci indirimi yok ve fiyat 25 TL. Açıldıktan sonra İstanbul Havalimanına ilk gelişim. Büyük bir cami karşılıyor sizi. Binalar büyük. Yine de insan bu “doğa katliamına değer miydi?” diyor. Havalimanı gerçekten ihtişamlı görünüyor. Fonksiyonellikten çok göz boyama, olduğundan farklı görünme bu coğrafyanın ciddi problemi. Havalimanında klasik 15TL harcımızı!.. verip, çıkış pulumuzu alıyoruz. Hızlı bir check-in,
Bölüm 08, Peru, Machupicchu. Seyir Defteri’nin Güney Amerika yolculuğuna dair diğer yazıları için; Bölüm I – Bölüm II – Bölüm III – Bölüm IV – Bölüm V– Bölüm VI – Bölüm VII Cumartesi, 8 Temmuz 2017 (Devam) Tren istasyonuna geliyoruz. Söyledikleri gibi 05:40’ta trene almaya başlıyorlar. Koltuklar rahat. Trenin üst yanlarında da pencereler var, hem etrafı hem de gökyüzünü seyredebiliyorsun. Kahve ve kurabiye gibi bir şey ikram ediyorlar. Machupicchu‘ya varışımız 1,5 saat sürüyor. Varır varmaz bizi yukarıya çıkartacak minibüslerin kuyruğuna giriyoruz. Kuyruk çoktan 150 metreye ulaşmış. Beklerken minibüs için bilet kuyruğunun ayrı olduğunu anlıyoruz. Kızları bu kuyrukta bırakıp biz bilet
Valla hiç kimsenin izinde falan değilim. Başlığı ilgi çeksin de okuyun diye attım. Yazılı basından öğrendim. Bir başlık atıyorlar, yazıya dalıyorsun içi kof… Bu yazı öyle değil ama. Şimdiye kadar yeni yılı yurt dışında bir yerde karşılamak gibi bir alışkanlığımız oluşmuştu. Bu “vita dölce” yabancı paraların anormal yükselmesine kadar sürüyordu. Geçen seneden kalma iki uçak biletim vardı. Hadi Sicilya’ya gidelim… Daha uçak İstanbul üzerinden uzaklaşmadan Küçük Çekmece göl-deniz geçiş yolu bu fotoğrafı verdi. Kaptan pilota teşekkürlerimi gönderdim. Neden Sicilya… Benim gönlümden şöyle eksi yirmi derecelerde bir yer geçiyordu. Hani kar, buz olsun da biraz minimal tarz fotoğraf çekeyim. Eşim “biraz