Haberler
Bilim & Teknoloji
Yaşam
Kültür & Sanat
Haberler
Bilim & Teknoloji
Kültür & Sanat
Manzara haberleri, yazıları ve videoları, herkesin farklı nedenlerle ilgisini çekebilecek çok sayıda meseleyi kapsamaktadır. Manzara haberleri, en son gelişmeleri haber vermek için kullanılan güncel haber kaynaklarından elde edilebilir. Manzara yazıları ise, çeşitli nedenlerle ortaya çıkan manzaraların deneyimlerini konu edinen yazılar olabilir. Manzara videoları ise, insanların doğayla bağ kurmak için gözlemleri ile oluşturulan kompozisyonlar olabilir. Manzara haberleri, yazıları ve videoları, doğanın bizlere sunduğu güzelliklerin farkında olmak ve
Fotoğrafla ilgisi olmayan pek kalmamıştır sanırım artık. Kimimiz manzara, kimimiz portre, kimimiz seyahat en çok da selfie! Annemle babam bile teknolojiyi ucundan yakalayıp akıllı telefon kullanmaya başladıklarından beri defalarca hafıza doldurup, yanlışlıkla tüm fotoğrafları sildiler; yani o kadar ilgililer! :) Özellikle sosyal medyada estetik üstüne bir gözle bakanlar ve biraz da uygulamaları kullanmayı sevenler eminim
Fotoğrafçılık, günümüz dünyasında anılarımızı ölümsüzleştirmenin en yaygın yollarından biri haline gelmiş durumda. Ancak bu sanat dalının ilk adımları, 19. yüzyılın başlarına kadar uzanıyor. Dünyanın bilinen en eski fotoğrafları, bu yolculuğun başlangıcına ışık tutuyor. 1. “Le Gras’tan Pencere Manzarası” (1826 veya 1827) Dünyanın ilk kalıcı fotoğrafı olarak kabul edilen bu eser, Fransız mucit Joseph Nicéphore Niépce tarafından çekildi. Niépce, Fransa’nın Burgonya bölgesindeki evinin penceresinden dışarıya baktığında, tarihin ilk fotoğrafını çekti. Kalay bir plaka üzerine asfalt kullanarak sabitlediği bu görüntü, sekiz saatlik bir pozlama süresi gerektiriyordu. 2. Daguerreotype: İlk Ticari Fotoğrafçılık (1839) Niépce’nin ortağı Louis Daguerre, “dagereotip” adı verilen bir yöntemle, fotoğrafçılığı
1 Resimler ve fotoğraflar en büyük bilgi kaynağımız; zaman içinde neler olduğunu onlarla iletişim kurarak anlamaya çalışırız. Biz fotoğraflara baktığımızı sanırız ama aslında onlar bize bakarlar. Manzaralardır onlar, portreler, ölü doğalar; sanki birileri bizim yerimize yaşamıştır o günleri; o patikalardan bizim için geçmiş, insanlarla göz göze gelmiş, bizim adımıza o vazonun içine bir demet çiçeği bırakmıştır. Takvimlerde görmüşüzdür onları, kartpostallarda, üçüncü hamur kitaplarımızın hayatımızı değiştirmeye yeminli ünitelerinde çıkmıştır karşımıza. Sıkıldıkça bakmışızdır onlara; ferahlatmıştır içimizi. Asla gidemeyeceğimiz, bekçileri yorgun ve sanat tarihinin depose olmuş köhne müzelerde beklemiştir bizi o resimler. İl Millî Eğitim Müdürlüğünden izin alınacaktır; yorgun bir otobüs kiralanacaktır ve