Haberler
Bilim & Teknoloji
Yaşam
Kültür & Sanat
Haberler
Bilim & Teknoloji
Kültür & Sanat
“Hayatı farklı ve dinamik kılan şey, tekrarlara verdiğimiz yanıtlardır,” diyebilmek için, önce buna kendimizi inandırmamız gerekir. Çünkü yaşamın kısır döngüsünden çabuk sıkılıp değişiklik aramak, günümüz insanının temel uğraşı haline geldi. Hani şu meşhur “insanın anlam arayışı” meselesinin dibine darı ekersek, fazla suya ihtiyaç duymadan çabucak yeşerir bitkimiz. Aradığını bulmak değil, karşısına çıkana istediği anlamı yüklemek, …
Sade, kolay anlaşılır ama bir o kadar da iddialı bir isimle, hafife alınmayacak kadar uzun süredir kapalı gişe oynuyor Kumpanya. İtiraf etmeliyim, Tiyatro Peron’un aylık programında ismini gördüğümde hiç ilgimi çekmemişti. Sonra eski bir oyuncu olan, bilgisine ve düşüncelerine çok değer verdiğim arkadaşım “Gidelim mi bu oyuna?” deyince dikkat sınırlarım içerisine girdi. Eğlendirme potansiyeli yüksek …
Günümün nasıl geçtiğini sorar hafifçe dudaklarını aralayan rüzgâr. Sonra kapımın göğsünden içeri dolar telaşla. İyice savunmasız bırakır kalp atışlarımı. Düşlediği şey aşk, düşündüğü şeyse paylaşmaktır sadece. Öyle ya, âşık biri, neden kendisini savunsun ki? Anlatamam o güzel bakan gözlere, onu sevmeye hevesli birisinden daha korkunç bir şey olmadığını yeryüzünde. Anlatamam onu koruyacak kadar ömrümün ve …
“Yeter lan!” diye bağırmıştı kadın aniden. Sonrası derin bir sessizlik ve Ayten’in etrafında kümelenmiş, bir sürü anlam arayan bakış… Onu ilk defa böyle görmenin verdiği şaşkınlık bir yana, bu kısa, kaba ve gösterişsiz isyanın arkasından ne geleceğini merak etme duygusu hâkimdi kadını seyreden gözlerde. Sonra minicik birer tebessüm kondu o yüzlere. Bardağın taştığı yere dökülen …
Tam iki yıl oldu. İki yıl sonra ilk defa gün yüzümü gördü. İlk defa rüzgâr saçlarıma uçtu, bir pencere kenarında bırakmadan kanatlarını. Ben bugün hayalimde ölmüş her şeyi, çamurdan, yeni baştan var etmeye geldim. Ben bugün heykeltraş olmaya karar verdim. Tam iki yıl oldu. Bıraktım merak etmeyi, hangi yıldızlar görünür penceremden? Ya da hangi yıldızlar …
Doktor, kırmızı tenli, kır sakallı, sivri burunlu ve kısa boylu bir adamdı. Sürekli konuşuyor, bir şeylerden şikâyetlenip duruyordu. Yanındaki zavallı kız bunalmıştı. Bıkkın gözlerle doktora bakıyordu. Doktor dişlerinin arasından tıslayarak fısıldadı. “Henüz kış gelmedi.” Birden bağırdı. “Derhal burayı serinletmezlerse işi bırakacağım!..” Kız yerinden zıpladı. Benimle ilgilenen yoktu. Kız klimayı açtı. İçeriye tuhaf kokulu bir hava …
Bugün dayılığım öldü. Eve eren yemeği yağıyor. Çorbasından etine, tatlısından pilavına kadar tam takım yemek yolluyorlar. Gelen yemeği kimin gönderdiğini yazıyorlar bir kenara; maazallah unutulur falan, kendileri de onların bir yakını ölünce yemek göndermeyiverirler. Böyle asilzade bir aileye yakışmaz; laf olur, söz olur. Gelen misafirleri kar beyaz masa örtüleri serdikleri sofralara oturtuyorlar. Ben de zorla …
“Doğum günüm yaklaşıyor.” Evet kırk. Yaş günüm bu. Dünyaya gelişimin kırkıncı yılı. Hicri takvime göre kırk yıl. Yıl ise üç yüz altmış beş tane döngüden oluşuyor. Güneşin ve ayın birbirini takip ettiği döngüler. Tamamlanmalar yani. Her sene bir döngüyü işaret ediyor işte. Milyonlarca yıldır birbirini takip eden güneş ve ayın yarattığı döngüde kırk parçaya bölünmüş …
“Ne kadar hoş bir geri zekâlı!” Yunan yönetmen Yorgos Lanthimos, günlük yaşamda kadınları derinlemesine inceleyen şahsına münhasır bir yönetmendir. Birçok filminde kadın karakterleri, ataerkil kılavuzların norm olarak kabul ettiği “kadınlık rolünü” metinsel araçlar olarak kullanmaktan geri durmamıştır. Yine aynı rotayı takip ederek bir kadın üzerinden diğer kadınlara giden yeni bir üçlemenin yolunu Zavallı Şeyler ile …
Lübnanlı oyuncu, senarist ve yönetmen Nadine Labaki’nin 2011 yapımı ikinci filmi Peki Şimdi Nereye? (Where Do We Go Now?), bugünün içerik bombardımanında zaman ayırmaya değecek bir film. Film hakkında en iyi tanımlamayı, büyük sanatçıların önemli alıntıları ya da güçlü analizler değil de, bir Ekşi Sözlük yazarının cümlesi yapıyor gibi; “Barışı bulan bir köyün öyküsü.” İki …
Bir film çekilir, sistemin bütün sorunlu taraflarını gösterir. Filmin ismi ‘Direniş’ olacakken, 12 Eylül’ün başarısı sayılabilecek olan devlet kurumlarını tasarımı işe yaramış filmin ismi değiştirilmek zorunda kalınmış. Muzaffer Hiçdurmaz’ın ilk ve son yönetmenlik deneyimi olacak Çark filmi, 1987 yılında çekiliyor. İşçi-patron ve işçi-polis arasındaki gerilimler, güvencesiz çalıştırılma, grev kırıcılığı gibi birçok başlığı işleyen film, dünde …
Louis Malle’nin 1981 yapımı filmi My Dinner with Andre, sinema tarihinin en özgün ve düşündürücü eserlerinden biri olarak kabul edilir. Film, teatral yazarı ve aktör Wallace Shawn ile yönetmen ve tiyatrocu André Gregory’nin iki saat boyunca bir restoranda gerçekleştirdiği derin bir sohbetten oluşur ancak bu basit görünen anlatım, izleyiciye sıradan bir sohbetten çok daha fazlasını …
Selim Erdoğan’ın Kronik Yayınları tarafından yayımlanan ilk eseri Sakarya, oldukça beğenilmiş ve tarih severler tarafından ilgi görmüştü. İkinci kitabı Büyük Taarruz da aynı hassasiyet ve özenle kaleme alınmış. Ben bu seriyi tarih kitabından ziyade milli…