Haberler
Bilim & Teknoloji
Yaşam
Kültür & Sanat
Haberler
Bilim & Teknoloji
Kültür & Sanat
Bu seneki Eurovision Şarkı Yarışması tartışmalar ve gerginlikle başladı. Bütün dünyanın gözü Malmö sokaklarındaki protestolar ve yarışmacılar arasındaki kargaşaya odaklanmışken, Gazze'de devam eden soykırımına rağmen İsrail'in yarışmaya katılmasına izin verilmesinin kaçınılmaz sonuçları kimseyi şaşırtmadı. Eurovision'ın yönetim organı olan Avrupa Yayın Birliği (EBU), yarışmanın “siyasi olmayan bir müzik yarışması” olduğunu öne sürerek İsrail'in yarışmanın dışında bırakılması…
22 Mayıs 1995’te, bundan 29 yıl önce, Sheffield'lı İngiliz müzik grubu Pulp’ın yıllara direnen unutulmaz şarkısı Common People'ı (Sıradan İnsanlar) yayımlandı. Gruba ve grubun vokali Jarvis Cocker’a yıllarca yakalayamadığı ve yıllarca kurtulamayacağı tantanalı bir şöhret bahşeden şarkı, kalitesiz bir klavyeyle ortaya çıkarılmış basit hatta ilk bakışta uyduruk görünebilecek bir riff üzerine yazılmasına rağmen son derece…
Rage Against the Machine ile 1990’ların sonunda, liseye başlarken tanıştım. O zamanlar yaptıkları müziğin politik mahiyetinin pek de farkında değildim, sonradan tekrar ve tekrar dinledikçe keşfettim. Kendi adlarını taşıyan olağanüstü ilk albümleri 1992’de yayımlanmıştı. Albümün kapağında Vietnamlı Budist rahip Thich Quang Duc’un 1963’te Saigon’un işlek bir caddesinde kendini yakarken çekilmiş ünlü fotoğrafından bir kesit yer…
[Intro] “Evet buralıyız ve buranın müziğini yapıyoruz kardeşim.” Replikas’ın vokalisti ve gitaristi Gökçe Akçelik’in ardından, Fatih Akın’ın Crossing the Bridge: The Sound of Istanbul (2005) belgeselinde bu cümleyi kurduğu kesit sosyal medyada çokça paylaşıldı. Bu vurucu cümle Replikas’ın müziğini özetlemekle kalmayıp, buralı olmanın ve buranın müziğinin ne olduğunu da düşünmeye sevk ediyor. Aynı zamanda bu…
Çocukluğunda çizgi filmlerden çok Türk filmi izleyerek büyüyenler için o filmlerin oyuncuları aileden biri gibidir. Kemal Sunal öldüğünde çocuk aklımla çok üzüldüğümü, ağladığımı hatırlıyorum. Kemal Sunal aileden biriydi, onunla gülüp onunla ağlıyorduk. Tarık Akan da ailemizden biriydi. Damat Ferit’i, Yakışıklı Necmi’yi, Ferdi’yi yakından tanıyorduk. Sonra Yol’u, Maden’i, Sürü’yü izledik; Tarık Akan kariyerini toplumsal ve politik…
Esaretin Bedeli (The Shawshank Redemption), tüm zamanların en iyi filmi değildir. Hatta, 1994 yılının en iyi filmlerinden bile değildir; Ucuz Roman (Pulp Fiction), Hong Kong Ekspresi (Chungking Express), Şike (Quiz Show) ve Krzysztof Kieślowski’nin “Üç Renk” üçlemesinin son iki filmi aynı yıl yapıldı. Esaretin Bedeli yine de IMDb’nin “en iyi 250 film” listesinde hâlâ en…
Gișe rekorları kırarak altı Oscar kazanan, en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi erkek oyuncu ve en iyi uyarlama senaryo dahil ödülleri bir bir toplayan Forrest Gump, geride bıraktığı 30 yılda kayda değer bir kültürel başarı olarak kabul gördü. ABD Kongre Kütüphanesi’nin Ulusal Film Arşivi’ne girmesiyle adeta kutsandı, kısmen de dünya genelindeki onlarca “Bubba…
Oliver Stone’un Katil Doğanlar (Natural Born Killers) filmi, ABD’nin kurak güneybatısından birbirinden kopuk, bazen kırmızıya çalan, grenli, siyah beyaz görüntülerle başlar. Kartallar, çıngıraklı yılanlar ve Amerika’nın çöküşünün en klişe sembollerinden paslı bir lokanta tabelası bir görünür, bir kaybolur. Hızla değiştirilen televizyon kanalları Richard Nixon ile Leave It to Beaver dizisini yan yana getirir, eğik kamera…
Baba-kız ilişkisi, hep büyük önem atfedilen, özellikle bizim memleketteki ataerkil toplum yapısı sebebiyle kız çocukların kalbinde sızlayan derin yaralardan biri. Eminim, nerede baba travmasına dair bir şeyler anlatılsa birçok kadının içinde taşıdığı kız çocuğunun kalbi bir kez daha kırılıyor. Bu yüzden olsa gerek, bazen insana bazı şarkılar daha yaralayıcı, bazı kitaplar daha can yakıcı, bazı…
Fredric Jameson’la 1976’da, beni California-San Diego Üniversitesi’nin lisansüstü öğrencilerine ders vermeye davet ettiğinde tanıştım. Tanışmamızdan beş yıl önce yayımlanan, Lukacs, Benjamin, Adorno, Ernst Bloch ve başka düşünürlerle ilgili parlak analizlerden oluşan çarpıcı eseri Marksizm ve Biçim sayesinde varlığından haberdardım. Kitabın başlığı bile iç karartıcı, bayağı Marksist eleştiri geleneğine meydan okuyordu. Ayrıca o dönemde henüz İngilizceye…
Önceki söyleşimizde, felsefe tarihinde özel bir dönem olan ve genellikle “karanlık” imgesiyle birlikte düşünülen Ortaçağ’ı ve Ortaçağ felsefesini daha ayrıntılı konuşacağımızı söylemiştik. Sohbetimizde Ortaçağ’ın ayırt edici özellikleri, felsefe tarihindeki yeri ve elbette Rönesans ve Yeniçağ ile ilişkisi özel bir yer tutuyor. Afşar Timuçin’in bu kısa metindeki çözümlemelerinin, felsefe tarihinde bir dönemi tarihsel maddeci bakışla incelemek…
Afşar Timuçin’le önceki söyleşilerimizde felsefenin ne olduğu ve ne işe yaradığını konuşmuş, felsefe tarihine de kısa bir giriş yapmıştık. Bu söyleşinin konusu ise ahlak. Yüce değerler ve yarar değerleri arasındaki ayrımdan söz eden Afşar Timuçin, ahlakın estetikle olan ilişkisi hakkında önemli tespitler yapıyor ve “özgürlük ahlakının” altını çiziyor. Bugün sizinle ahlak üzerine konuşalım istiyorum. Öncelikle…
Jean-Luc Godard’ın Serseri Âşıklar (À bout de souffle, 1960) filmi 16 Mart 1960’ta sinemada ilk kez gösterildiğinde, salondakilerin çoğu sinema tarihinin dönüm noktalarından birine tanık olduklarını muhtemelen bilmiyorlardı. Henüz gösterime girmeden Godard’a “geleceğin auteur’ü” unvanıyla Jean Vigo Ödülü’nü kazandıran film, Fransız Yeni Dalgası’nın dünya genelindeki etkisini büyüten filmlerden biri olacaktı. ABD’li film eleştirmeni Roger Ebert’in…
ABD’deki polis şiddetini ve sosyal adaletsizliği protesto etmek üzere, ulusal marş okunurken ayakta duran takım arkadaşlarından farklı olarak oturmaya karar veren Amerikan futbolu oyuncusu Colin Kaepernick, protestosunu açıkladığı basın toplantısında Fidel Castro ile Malcolm X’in fotoğrafının bulunduğu bir tişört giymişti. Colin Kaepernick, protestosunun ardından kara listeye alındığı için maalesef beş yılı aşkın süredir hiçbir takımda…
6-30 Haziran tarihleri arasında Meclis-i Mebusan Caddesi, numara 31’de yer alan Merdiven Art Space, Ateş Alpar’ın Hasankeyf özelinde eko-yıkım pratiklerine yakından temas eden sergisine ev sahipliği yapıyor. Fotoğrafçı ve akademisyen Ekmel Ertan’ın küratörlüğünde düzenlenen sergi vesilesiyle, Alpar’la sanat pratiğinin oluşum sürecini, sanat ile toplumsal alan arasındaki zigzaglı ilişkiyi konuştuk. Öncelikle yıllara yayılan fotoğrafçılık pratiğini aktivizmle…
Virginia Woolf, vitrinlere bakmak hakkında bir şeyler biliyordu. Romanlarındaki karakterler “dükkan sahiplerinin vitrinlerinde taklit ve gerçek elmaslarla uğraştığını” (Mrs. Dalloway), vitrinlerin “parıltılı zincirlerle, pırıl pırıl parlatılmış deri çantalarla dolu” (Gece ve Gündüz) olduğunu görüp dururlar. Dalgalar romanında, tüketim kültürünün bu parıltılı tapınakları Bernard’ı bunaltır, yürürken kendi listesini yapar: “merak, açgözlülük, tutkuyla kendiliğinden ve ilgisiz, uykudaymışçasına…
Maurizio Lazzarato tarihin bir yerinde çıkıp Marcel Duchamp üzerine bir kitap yazdı. Kapitalizme karşı ses çıkarmanın kaydını tutarken, bir eleştiri manevrasını da okurlara sunuyor. Lazzarato’nun her zamanki az ve öz konuşan tavrıyla bu kitapta da karşılaşıyoruz: Teorinin sıcak akıntılarındaki büyüleyici etkidense, pratik yaşamın içindeki jestlere daha fazla kapı aralıyor. Kitap, Lazzarato’nun Duchamp’ı yorumlamasını değil Duchamp’a…
I: ARZU Uzun zaman önce biriyle tanışıp hayatımızın sonuna kadar birlikte yaşadığımızı hayal etmiştim. Üstelik bir hayat da değil, birkaç hayat. Hatta bir kez değil, birkaç kez. Bu muhterem beyefendi Portland’da avukatlık yapıyordu. Biri protesto gösterisi olacağını söylediği için ofisine gitmiştim. Protesto filan yoktu. Kendimi bu adaçayı yeşili polar yelekli avukatla bir toplantı salonunda otururken…
Maraş merkezli depremlerden etkilenen on binlerce insanın temel ihtiyaçları hâlâ karşılanamamışken, alelacele "yeniden inşa" projeleri planlanıyor. TMMOB Şehir Plancıları Odası, yıkılan kentlerin neden bir yılda inşa edilemeyeceğini anlatıyor. Kentler yüzyıllarca süren sosyal, kültürel, siyasal etkileşimlerin ve toplumsal inşa süreçlerinin ürünleri olarak ortaya çıkarlar. Kent kültürü, kent kimliği, kentlilik bilinci, kente karşı hissedilen aidiyet, kentsel bellek gibi kavramlar…
Gün geçmiyor ki gazetelerde, televizyonlarda veya haber akışlarımızda uykuyla ilgili yeni bir haber yer almasın. Uyku her yerde karşımıza çıkıyor. Bize durmadan ne kadar uykuya ihtiyacımız olduğu, uykumuzu almazsak neler olacağı ve yorgun çalışanlar yüzünden ekonominin ne kadar zarar ettiği anlatılıyor. Uyku uzmanları sanki yeni bir “felsefe taşı” bulunmuş gibi tavsiyelerini ve görüşlerini sıralıyor, uyku…
Ağrı, ham ve dolayımsız haliyle, insan deneyiminin en temel veçhelerinden biridir. Doğrudan varlığımızın özüne hitap eden bir his, ölümlülüğümüzün bir hatırlatıcısı, fiziksel ve duygusal sınırlarımızın bir işaretidir. Ancak modern çağda, kişisel ve çoğu zaman varoluşsal deneyim, sistematik olarak alınacak, satılacak ve hepsinden önemlisi kâr elde edilecek bir ürüne, bir metaya dönüştürülmüştür. Yaygın ilaç, tıbbi cihaz…
Eskişehir’de gözü dönmüş bir saldırganın kafasında kask, elinde balta, yüzünde maske ve üzerinde hücum yeleğiyle etrafa saldırması kamuoyunun tepkisinin ardından olayın bazı yönlerinin fazlaca vurgulandığı ama bazı kısımlarının da manipülatif şekilde görmezden gelindiği büyük bir toplumsal infiale dönüştü. Bu vaka sosyal medyada, haber portallarında ve gündelik sohbetlerde tartışılırken, tartışmaların odağı neredeyse bütünüyle video oyunlarına kaymış…
Sosyal medya tüm işlevlerinin yanı sıra devasa bir oyun alanı. Menemen anketleriyle, “Hangi rock grubusun?” testleriyle, Twitter’daki “Beğen, hakkında anonim yorum yapayım” ya da Ekşi Sözlük’teki “Üstteki yazara bir mesaj bırak” etkinlikleriyle sınırsız vakit geçirebilme imkanı, sosyal medyanın temel eğlencelik boyutu. Bu oyun tiplerinden biri ve şu sıralar belki de en popüleriyse “O mu, bu…
“iPhone’umdan gönderildi” cümlesi hiç bu kadar tüyler ürpertici olmamıştı. Baby Reindeer, Richard Gadd’ın çalıştığı barda tanıştığı Martha adında orta yaşlı bir kadın tarafından takip edilme deneyimini anlattığı, dehşet verici olduğu kadar büyük beğeni toplayan tek kişilik oyununun Netflix uyarlaması. Martha, Donny’nin (Richard Gadd’ın alter egosu) e-posta adresini ele geçirir, her gece durmadan bazen tutarlı, bazen…
"Sanatı nasıl değerlendiriyoruz, herhangi bir sanat eserini sevmemize ya da sevmememize neden olan şey nedir?" gibi sorular uzun zamandır kafamı kurcalıyor. Yüzeysel sanat eleştirisi hakkında vardığım eksik ama iş görür sonuç şu: kişisel deneyimlerimiz, yetiştirilme tarzımız ve sosyal, politik, ekonomik, etnik, dini ve cinsel kompozisyonumuz temelinde "bize konuşanı" seviyoruz. Eserin yeniliğinden kaynaklı içsel önyargı bariyeri…