Haberler
Bilim & Teknoloji
Yaşam
Kültür & Sanat
Haberler
Bilim & Teknoloji
Kültür & Sanat
Bu seneki Eurovision Şarkı Yarışması tartışmalar ve gerginlikle başladı. Bütün dünyanın gözü Malmö sokaklarındaki protestolar ve yarışmacılar arasındaki kargaşaya odaklanmışken, Gazze'de devam eden soykırımına rağmen İsrail'in yarışmaya katılmasına izin verilmesinin kaçınılmaz sonuçları kimseyi şaşırtmadı. Eurovision'ın yönetim organı olan Avrupa Yayın Birliği (EBU), yarışmanın “siyasi olmayan bir müzik yarışması” olduğunu öne sürerek İsrail'in yarışmanın dışında bırakılması…
Her gün yeni bir baskı ve yasakla uyandığımız memleketimizde şimdi de Grup Yorum’un, YouTube ve Spotify’daki albümleri ve şarkıları milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması gerekçesiyle erişime engellendi, Türkiye’de görünmez kılındı. Neyin gösterildiğinden ziyade neyin gösterilmeye değer bulunmadığı bize kültürel hegemonya adına önemli ipuçları veriyor. Düşünsenize, dilediğiniz şeyi izleyebilmek ve dinleyebilmek için cebinizden para ödediğiniz…
Türkiye Cumhuriyeti devleti Grup Yorum karşısında kırk yıldır sürdürdüğü tutarlı saldırısında geçen hafta yeni bir hamle daha yaptı, grubun albümlerini ve parçalarını internet platformlarından toplu olarak kaldırttı. Topluluğun yasaklar ve saldırılarla geçen tarihine aşina olanlar açısından tabii ki bunda şaşılacak bir taraf yok. Hatta esas şaşılacak olan şey bunun bugüne kadar yapılmamış olması olabilir. Devletin…
“Tezeta” diye bir kelime var Amharcada, “özlem” anlamına geliyor. Nedenini pek iyi bildiğim bir yerden, bu özlem duygusu fazla kurcalıyor aklımı. Ancak tezeta kurcalanamayacak kadar soyut. Hatta zamansız. İçimizde taşıdığımız ama adını koyamadığımız bir titreşim gibi. Mulatu Astatke’nin “Yegella Tezeta” parçasını ilk dinlediğimde (ve tekrar dinlediğimde) tam da bu hissin ortasındaydım. Zaman ilerlemiyor, geri de…
Set işçileri ağır ekipmanlarla, uzun saatler, iş garantileri olmadan ve çoğu zaman sigortasız çalışıyorlar. Ümitlerini bağladıkları işler bazen bir gecede keyfi olarak iptal oluyor. Sete hazırlık için harcadıkları mesainin ücretini çoğu zaman alamıyorlar. Set dışında bir sosyal hayat edinmeleri de çok zor. Yakınlarının özel günlerinde yoklar. Uyku saatlerine ya da haftada bir gün olan izinlerine…
Heinrich von Kleist’ın Michael Kohlhaas adlı novellası, yazıldığı 1810’dan bugüne adalet talebinin müesses nizam ve kanunları karşısındaki sarsılmaz haklılığının ve yakıcı kudretinin en radikal ifadelerinden biri olmayı sürdürüyor. Reformist Martin Luther’le aynı dönemde yaşamış ve kararlılığından taviz vermeyen asi Kohlhaas’ın hikayesi, 16. yüzyılın karanlığını gerçeklikten hiç uzaklaşmadan yansıtıyor. Michael Kohlhaas'ın yeni bir çevirisi Telemak Kitap…
Oliver Stone’un Katil Doğanlar (Natural Born Killers) filmi, ABD’nin kurak güneybatısından birbirinden kopuk, bazen kırmızıya çalan, grenli, siyah beyaz görüntülerle başlar. Kartallar, çıngıraklı yılanlar ve Amerika’nın çöküşünün en klişe sembollerinden paslı bir lokanta tabelası bir görünür, bir kaybolur. Hızla değiştirilen televizyon kanalları Richard Nixon ile Leave It to Beaver dizisini yan yana getirir, eğik kamera…
1950 öncesi Muhsin Ertuğrul hegemonyasındaki Türk sinemasına baktığımızda işçiyi, emeği, toplumsal meseleleri konu edinen filmlere rastlayamıyoruz. 1950’li yıllarda da Türk sineması hâlâ egemen ideolojiye bağlıdır. Bunun dışına çıkmak isteyen herhangi bir yapımın karşısına Demokrat Parti iktidarının baskısı ve 1939 tarihli “Filmlerin ve Film Senaryolarının Kontrolüne Dair Nizamname” çıkmaktadır. İçişleri Bakanlığı’nın kurduğu “Merkez Film Kontrol Komisyonu”…
Sevgi bir taş gibi durmaz öylece yerinde, ekmek gibi yoğrulmalıdır. Onu her zaman yeniden yaratmalı, yenisini yoğurmalısınız. —Ursula K. Le Guin Merhaba. Ben bir erkeğim ve Ursula K. Le Guin’i seviyorum, gerçekten çok seviyorum. Yazdıklarıyla büyüdüm, ufkumu genişletti, bana başka türlü düşünmeyi, başka türlü sevmenin ilk tohumlarını atmayı, bilinçdışından korkmamayı öğretti. Etrafımdaki pek çok erkek…
Öykülerinde, kendisini neyi beklediğini bilmeyen şaşırmaya müsait bir okuru tercih etmez Sait Faik. Sadece bu sebeple değil elbette fakat okurunun imgelemini güçlendirmek için öykülerinin başında sıklıkla öykünün mekanını açıklar. Öyle ki, okurlar öykünün İstanbul’da mı, Ada’da mı yoksa Adapazarı’nda mı geçtiğini kolayca anlar. Örneğin, Semaver kitabının ilk üç öyküsündeki farklı üç mekan da en başından…
Bazı kitapları hiç okumadığımız halde üzerlerinde epeyce durmuş gibiyizdir. Öyle ki, kapağını açmadığımız bir eserin “çerçevesini” kavramış, yazarına mesafemizi tayin etmiş, üslubuna dair kanaat bildirmiş bile olabiliriz. Bir zamanlar “üzerine okumuş olmak” bir tevazu belirtisiydi belki, artık yerini kitabın kendisine dokunmayan ama onun gölgesinde yapılan bir entelektüel gösteriye bırakıyor. Hızla tüketilen fikirler çağında, bilginin kendisiyle…
Eğer dil olmasaydı susup içimize nasıl atardık? Sinip nasıl saklanırdık? Nasıl gizlenirdik altına… İnlerimizi nasıl yapardık… Her şeyin üzeri kapatılabilir birkaç sözcükle. Sağduyuya meydan okunmasını çok seviyorum, onun için düşkünüm bir yandan da teoriye, rasyonalizme. “Hayır, gördüğümüz gibi değil”, “hayır, yanılıyormuşuz,” diyen pek çok düşünceye, metne, elimde olmadan çekiliyorum. Gospodinov’un[i] bu –yine– olağanüstü şiiri dilin…
Birçok insan Jim Marshall’ı (1936-2010) düşündüğünde rock and roll tarihinden sahneler aklına gelir: Monterey Pop Festival’da gitarını yakan Jimi Hendrix, San Quentin Eyalet Hapisanesi’nde el hareketi çeken Johnny Cash, elinde bir şişe Souther Comfort, üzerinde parlak, kısa bir elbiseyle şuh bir kahkaha atan Janis Joplin, Golden Gate Park’ta "Summer of Love" konserini veren The Charlatans.…
Christopher Herwig’in Sovyet Metro İstasyonları adlı fotoğraf serisi, 1930’lardan 1980’lere kadar farklı zamanlarda inşa edilmiş metro ağlarının harikulade ayrıntılarını bir araya getiriyor. Uğruna toplamda 30.000 km yol kat ettiği projeyi 12 yılda bitiren Herwig, 7 ülkenin 15 şehrinden fotoğraflar sunuyor. Kanadalı fotoğrafçı, projesini şu sözlerle anlatıyor: “Moskova, St. Petersburg ve Taşkent’e 1990’ların sonundan bu yana…
1960’ların sonunda hem yönetmen Jean-Luc Godard hem de rock grubu The Rolling Stones, üretkenliklerinin ve şöhretlerinin zirvelerinde dolaşıyorlardı. Godard, 1967’de üç uzun metraj film çekmiş, The Rolling Stones ise aynı yılın Ocak ayında Between the Buttons’ı, Aralık ayında ise Their Satanic Majesties Request’i yayımlamıştı. Godard ile Stones’u bir araya getiren ise bir bakıma 1968 yılının…
Henüz 17 yaşındayken New York’un Bronx bölgesinde yaşayan Stanley Kubrick, Look dergisi için fotoğrafçılık yapıyordu. Dergiye ilk fotoğrafını, bir gazete bayiinde Franklin D. Roosevelt’in ölümünü duyuran manşetleri çekerek 1945’te satmıştı. Ekim 1946’da kadrolu çalışmaya başladı, Ağustos 1950’de ayrıldı. Kubrick için hikâyenin nasıl devam ettiğini biliyorsunuz. Look’un yayın hayatı ise onun ayrılmasının ardından 21 yıl daha sürdü.…
Maurizio Lazzarato tarihin bir yerinde çıkıp Marcel Duchamp üzerine bir kitap yazdı. Kapitalizme karşı ses çıkarmanın kaydını tutarken, bir eleştiri manevrasını da okurlara sunuyor. Lazzarato’nun her zamanki az ve öz konuşan tavrıyla bu kitapta da karşılaşıyoruz: Teorinin sıcak akıntılarındaki büyüleyici etkidense, pratik yaşamın içindeki jestlere daha fazla kapı aralıyor. Kitap, Lazzarato’nun Duchamp’ı yorumlamasını değil Duchamp’a…
Marksizme akademide 1980'li yıllardan beri ağır bir baskı uygulandığını ve duvarın yıkılışından sonraki 10 yıl boyunca gelişme fırsatı tanınmadığını biliyoruz. Dolayısıyla 21. yüzyılın ilk on yılına geldiğimizde bir Ekşi Sözlük yazarının tabiriyle Slovenya menşeili düşünürler nezdinde Doğu Avrupa'da "sıkışmış bir gaz" misali biriken entelektüel birikimin patlaması hepimizde bir heyecan yaratmıştı. Batı akademisinin ne kadar kırmızı…
University of Liverpool tarafından yayımlanan bilimsel dergi Schizophrenia Research’te çıkan bir makale, bireylerin işitsel halüsinasyona yatkınlıkları ve müzikal yetenekleri arasında beyin yapısı üzerinden bir bağlantı ortaya çıkardı. Daha önce yapılan çalışmalarda müzisyenlerin beyinlerinin corpus callosum adı verilen, sol ve sağ beyin lobunu birbirine bağlayarak iki hemisfer arasındaki iletişimi sağlayan kalın sinir liflerinden oluşan bölümünün beyaz…
Mindhunter adlı yeni Netflix dizisinin bir sahnesinde bir FBI ajanı şu soruyu sorar: “Bir delinin nasıl düşündüğünü bilmedikçe ondan nasıl bir adım önde olabiliriz?” Bu, kriminal profil oluşturma işinin makul bir özeti. Polisler, seri katillerin ve psikopatların sapkın psikolojisini gerçekten anlayabilirlerse, onları yakalayabilir ve dehşet verici suçları sona erdirebilirler. Keşke gerçekten bu kadar basit olsa.…
Ağrıyla ilgili bildiğimizi sandığımız her şey yanlış. Bu oldukça iddialı bir laf ama genel anlamda doğru. “Biz” derken, toplum olarak bizi kastediyorum; yani tıp camiasından olan ve olmayan insanların çoğunu. Ağrının doğasını yanlış anlıyoruz ve bu yanlış anlama milyonlarca insanın yaşamını mahvediyor. Nitekim ben de çiçeği burnunda bir stajyer doktorken bu yanlış anlamanın sonuçlarına tanık…
Bizim sahnemiz her zaman set değildi. Bazen okuldu, bazen sokak, bazen bir tutanak kağıdının üzeriydi. Provalarda ezber yaparken gözaltı haberini alanlar olduk. Bir sahneye çıkmadan önce hangi paylaşım yüzünden diziden atıldığımızı öğrendik. Ve çoğumuz o an sahneyi değil, hayatı oynadığımızı fark ettik. Kamera yoktu ama kayda alınıyorduk. Işık yoktu ama görünür hale geliyorduk. Oyun yoktu…
Bir düşüş sesi yankılandı içimizde. O sesi ne unutturabilir ne de üzerini örtebiliriz. Yezdan Kayacan… 13. kattan düştü. İntihar mıydı, kaza mıydı bilinmiyor. Ama biz bazı şeyleri biliyoruz. Bir oyuncunun yaşamakta zorlandığı hayatı, tutunamadığı duvarları, boğazına kadar dolmuş haldeyken sustuğu anları… Bunları biliyoruz. Biliyoruz ki bunları yaşayan yalnızca Yezdan değil. Son birkaç yıl içinde sessizce…
Kişisel bakım dendiğinde aklımıza gelen ilk şey bedeni iyileştirmekten ziyade düzeltmek ya da kusurları gizlemek. Hatta doğrudan mağazalarda kişisel bakım reyonlarındaki raflarca ürün gözümüzün önünde canlanıyor. Tükettikçe kendimizdeki "iyilik halini" pekiştiriyoruz. Artık görünür kusurlarımızın hepsi biraz daha bakımla çözülebilir. Kendimizde fiziksel olarak eksik bulduğumuz ya da daha iyi olabilecek her ne varsa belirli ürünleri kullanarak…
Muhteşem Yüzyıl, Yaprak Dökümü, Avrupa Yakası, Yabancı Damat, Kavak Yelleri, Adını Feriha Koydum, Hatırla Sevgili, Yalan Dünya ve tabii ki Aşk-ı Memnu… Yeni dizileri takip etmek yerine dönüp dönüp arşivleri karıştırıyorsanız bu dehlizin epey dibinden, Yılan Hikayesi’nin 67. bölümünün karşısından sesleniyorum: Yalnız değilsiniz. Hem sosyal medyadan hem de sosyal çevremden gözlemlediğim üzere, güncel dizileri bölüm…